Eleştiri (Tenkit) Nedir?
Sanat, edebiyat ve düşünce eserlerinin gerçek değerini ortaya koymak amacıyla belirli yöntemler kullanarak inceleyen, bu eserlerin zayıf ve güçlü yönlerini ortaya çıkarmak için yazılan yazı türüne eleştiri (tenkit) denir.
Eleştirinin (Tenkitin) Özellikleri
- Eleştirinin amacı sanat ve edebiyat ürünlerinin değerini ortaya çıkarmaktır.
- Düşünceye dayalı bir edebi türdür.
- Eleştiri; sanatçıyı iyiye, doğruya ve güzele götürmek amacıyla kaleme alınır.
- Eleştiri yapan kimseye eleştirmen (münekkit) denir.
- Eleştiri, sanat eserinin dili, üslubu, konusu, tekniği ve yazarın kendisi üzerine yapılır.
- Eleştiri yazıldığı dönemin değer yargılarına göre yapılmalıdır.
- Eleştiri yazılarında açıklayıcı ve kanıtlayıcı anlatım türleri kullanılır.
- Eleştiri, Batı edebiyatının önemli yazı türlerindendir.
- 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren büyük bir gelişme göstermiştir.
- Eleştirilerde öznel yargılar olsa da genellikle nesnel yargılara başvurmak daha doğrudur.
- Eleştiri yapan kişinin tarih, sosyoloji, felsefe ve psikoloji gibi alanlarda bilgi sahibi olması gerekir.
Önemli: Batı’da Hippolyte Taine, Brunetiere, Lemaitre, Lessing önemli eleştiri yazarlarındandır.
Türk Edebiyatında Eleştiri
Gazeteyle beraber Tanzimat Dönemi’nde Türk edebiyatında görülmeye başlayan eleştiri, bu dönemden itibaren yaygın bir tür olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Tanzimat Dönemi’nde Namık Kemal – Ziya Paşa, Muallim Naci – Recaizade Mahmut Ekrem arasındaki eski-yeni tartışmaları eleştiri türünün önemli tartışmaları arasında yer almıştır.
Servetifünun Dönemi’nde ise eleştiri türü Batı’ya daha çok yaklaşmıştır. Bu dönemde özellikle dil anlayışı, toplumsal konular ve Batıcılık fikirleri açısından eleştiriye uğrayan Servetifünun sanatçıları bu eleştirilere aynı ağırlıkta cevap vermeye devam etmişlerdir. Hüseyin Cahit, Ahmet Şuayp bu dönemin önemli eleştirmenleridir.
Millî Edebiyat Dönemi’ne gelindiğinde Abdülhak Şinasi Hisar, Reşat Nuri Güntekin gibi yazarların eleştiri türünde yazılar kaleme aldıkları görülmektedir.
Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında eleştiri son derece hızlı bir gelişim göstermiştir. Bu dönemin önemli eleştiri yazarları olarak Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, Nurullah Ataç, Vedat Günyol, Orhan Şaik Gökyay, Tahir Alangu, Rauf Mutluay, Fethi Naci, Mehmet Fuat Köprülü, Metin And, Asım Bezirci gibi önemli sanatçılar gösterilebilir.
Vedat Günyol (1912 – 2004)
- Cumhuriyet Dönemi eleştiri ve kitap incelemesi yapan yazarlarındandır.
- Edebiyatımızın çeşitli eserlerini ve sorunlarını inceleyen yazılarıyla tanınmıştır.
- Düşünce ve sanat hayatımızın gelişmesine eleştirileriyle katkı sağlamıştır.
- Özellikle eleştiri türünün genç yazarlarca benimsenmesinde önemli bir role sahiptir.
Önemli Eserleri
Eleştiri: Dile Gelseler, Çalakalem, Gölgeden Işığa
İnceleme kitapları: Uzak Yakın Anılar, Yine de Yaşarken
Cumhuriyet Dönemi’nde Edebi Eleştiri
- 1940’tan sonra hem nitelik hem de nicelik açısından önemli gelişmeler sağlanmıştır.
- Bu dönemde eleştiri ilgi görmeye başlamış, eleştirmen sayısı artmıştır.
- Eleştiriler teknik açıdan gelişmiştir.
- Eleştiri kuramlarındaki çeşitlilik ve alanında uzman eleştirmenlerin yetişmesiyle eleştiri kalitesi artmıştır.
- Roman ve hikâyede yazarların roman anlayışları, kişiyi canlandırmadaki ustalıkları, bakış açıları, dili ve ayrıntıyı kullanmadaki becerileri gibi ayrıntılar da eleştirmenlerin eserlere temel yaklaşımları olmuştur.
Eleştirilerde dikkate alınan konular:
- Biçim–içerik
- Açıklık-kapalılık
- Eski–yeni
- Edebiyatta yarar
- Toplum için sanat
- Sanat için sanat
- Yenilik
- Sanatta güzel ve fayda
Eleştiri Türleri Nelerdir?
Eleştiriler, eserleri inceleme şekilleri ve bu eserlere yaklaşım tarzları açısından öznel, tarihi ve sosyolojik, sanatçıya yönelik, esere yönelik ve çözümleyici eleştiri olmak üzere beşe ayrılır.
1. Öznel Eleştiri: Eleştirmen kendini okurun yerine koyarak eleştirinin kendi üzerinde bıraktığı etkiyle görüşlerini belirttiği eleştiri türüdür. Bu eleştiride bir iddia ortaya konmadığı gibi herhangi bir kurala bağlı kalmadan eleştirisini oluşturur. Öznel eleştiriye izlenimci eleştiri de denir.
2. Tarihî ve sosyolojik eleştiri: Bu eleştiriye topluma dönük eleştiri de denir. Eleştirmen; eserin oluştuğu zamanın toplumsal değerlerine ve şartlarına göre eseri değerlendirdiği eleştiri türüdür. Eleştirmen, esere toplumsal bir belge olarak yaklaşır ve yazarın hayatını ve öteki eserlerini birlikte ele alarak eleştirisini yazar. Bu eleştiride dikkat çekilen en önemli unsur eleştiride ekonomik sebeplere dayalı toplum düzenine ve sınıf çatışmalarına dikkat eder.
3. Yazara / sanatçıya yönelik eleştiri:
Eleştirmen eserin yazarının hayatını ve kişiliğini inceleyerek eser ile yazar arasında ilgi kurmaya çalıştığı eleştiri türüdür. Yazarın hayatı ve kişiliği hakkında elde ettiklerini belge olarak kullanır.
Yazara / sanatçıya yönelik eleştiri; biyografik eleştiri ve ruh bilimsel eleştiri olmak üzere ikiye ayrılır. Biyografik eleştiri, eserle yazarın hayatı arasındaki ilişkiyi ele alan eleştiridir. Ruh bilimsel eleştiri ise, yazarın ruh dünyasını inceleyip ele alan eleştiridir.
4. Esere yönelik eleştiri: Eserin şekil ve içerik bakımından nasıl olduğunu inceleyen eleştiridir. Bu eleştiride, konunun işlenişi, eser oluşturulurken izlenen yol, eserdeki anlatım biçimi ve dilin kullanımı, eserde ele alınan tema ve konu gibi unsurlar ile eserin yapı özellikleri incelenerek eserle ilgili detaylı bir inceleme yapılır.
5. Çözümleyici eleştiri: En çok başvurulan eleştiri türüdür. Yukarıda belirtilen eleştiri türlerinde de yararlanarak eseri oluşturan unsurları belli kurallara ve ölçülere bağlı kalarak değerlendirir. Bu eleştiri türünün amacı okura eserle ilgili son derece geniş bir bilgi vermeyi amaçlar.
Fethi Naci (1927 – 2008)
Asıl adı İsmail Naci Kalpakçıoğlu olan son dönem Cumhuriyet edebiyatının önemli eleştirmenlerinden biridir. Eleştiri türünün önemli isimlerinden biri olan sanatçı, yeniliklere açık, öz eleştiri yapabilen, tutarlı bir anlayışa sahip, kullandığı dile özen gösteren bir eleştiri anlatışına sahiptir.
İlk yazdığı eleştirilerde toplumcu-gerçekçi edebiyat anlayışına göre yazmıştır. Eleştirilerini daha çok öz ile biçim birlikteliğinin uyumu üzerine kurgulayan eleştirmen, daha çok roman ve hikâye türleri üzerinde eleştiriler kaleme almıştır.
Eleştirinin tek yönlü yapılmasına karşı çıkmış, gramerdeki hatalara ve alıntıların yanlış yapılmasına karşı oldukça sert eleştiriler kaleme almıştır. Sanatçının eleştiri türünde eserler kaleme alırken tarih, felsefe, toplum ve ruh bilim gibi alanlardan yararlanarak eserlerini oluşturması onun başarılı bir eleştirmen olmasını sağlamıştır.
Eleştiri Türünde Önemli Eserleri
100 Soruda Türkiye’de Roman ve Toplumsal Değişme, Eleştiri Günlüğü, Bir Hikâyeci: Sait Faik, Bir Romancı: Yaşar Kemal, Eleştiride 40 Yıl, 40 Yılda 40 Roman, Yüzyılın 100 Türk Romanı
Cumhuriyet Öncesi Türk Edebiyatında Eleştiri
Her ne kadar Batılı anlamda eleştiri gazete ve dergilerin yaygınlaşmasıyla Tanzimat Dönemi’nde Türk edebiyatına girse de, bu dönemden önce de eleştiri türünde önemli eserlerin kaleme alındığını söyleyebiliriz.
Eleştiri türü özellikle divan şiiri ile halk şiirinde kullanılan önemli başlıklar arasında yer alır. Bu eleştiriler Batılı anlamda eleştiriler değildir. Şiir şeklinde kaleme alınan bu eleştiriler özellikle kişilerin veya toplumun aksayan yönlerini ele almak amacıyla yazılmıştır.
Divan şiirinde Nefi’nin öncülük ettiği hiciv/hicviye türü bu dönemin em önemli eleştirileri olarak dikkatleri çekmektedir. Bunun yanında Divan edebiyatında şairlerin hayatları ve eserleri hakkında bilgi veren tezkirelerde de eleştiri ögelerine rastlanmaktadır.
Halk şiirinde ise, eleştiriler “taşlama” başlığı altında toplanmaktadır. Taşlamalar, koşma nazım biçiminin türlerinden olup toplumun ve bireylerin eleştirisine yönelik ele alınan şiirlerdir. Halk şiirinde Seyrani ve Kaygusuz Abdal bu türün önemli şairleridir.
Türk edebiyatına Batılı tarzda eleştiri gazete ve dergilerin çıkmasıyla girmiştir.
Tanzimat Dönemi’nden itibaren görülmeye başlanan bu türde son derece önemli eserler de kaleme alınmıştır.
Önemli: Türk edebiyatında Batılı tarzda yazılan ilk eleştiri örneği Namık Kemal’in Tasvir-i Efkâr gazetesinde yayımlanan “Lisân-ı Osmanînin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahâzatı Şâmildir.” yazısıdır.
Önemli: Namık Kemal tarafından yazılan Tahrib-i Harabat ilk eleştiri kitabıdır. Eser Ziya Paşa’nın “Harabat” adlı antolojisinin ön sözünde divan şiirini övmesi üzerine kaleme alınmıştır.
Tanzimat ile birlikte yaygınlaşmaya başlayan bu türde Ziya Paşa’nın “Şiir ve İnşa”, Namık Kemal’in Tahrib-i Harabat adlı eseri ve Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasındaki Zemzeme/Demdeme tartışması eleştiri türünün yaygınlaşmasını sağlamıştır.
Servetifünun Dönemi’nde ise eleştiri teknik açıdan Batılı bir şekle bürünmüştür. Bu dönemde özellikle Servetifünun dil ve sanat anlayışına yapılan eleştirilere Ahmet Şuayp, Hüseyin Cahit Yalçın gibi sanatçılar cevap vermiştir.
Önemli: Servetifünun Dönemi’nde tüm eserlerini eleştiri türünde kaleme alan sanatçı Ahmet Şuayp’tır.
Türk Edebiyatındaki Eleştiri Türünde Yazılan Önemli Eserler
Yazar Adı | Eser Adı |
Namık Kemal | Tahrib-i Harabat, Takip, Renan Müdafaanamesi, Mukaddime-i Celal, Bahar-ı Daniş, İrfan Paşa’ya Mektup |
Recaizade Mahmut Ekrem | Takdir-i Elhan, Zemzeme III Ön Sözü |
Muallim Naci | Demdeme |
Ziya Paşa | Zafername |
Hüseyin Cahit Yalçın | Kavgalarım |
Ahmet Şuayb | Hayat ve Kitaplar |
Ali Canip Yöntem | Milli Edebiyat Meseleleri ve Cenap Bey’le Münakaşalarım |
Hüseyin Siret | Kargalar |
Mehmet Kaplan | Şiir Tahlilleri |
Fethi Naci | 100 Yılın 100 Türk Romanı |
Berna Moran | Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış |
Abes-Muktebes Tartışması (Zemzeme – Demdeme Tartışması)
Edebiyat tarihimize geçmiş son derece önemli bir tartışmadır. Tartışma birçok farklı isimle de anılmaktadır. Eski-yeni tartışması, kafiye göz içindir – kulak içindir tartışması, Zemzeme-Demdeme tartışması gibi isimlerle anılan bu tartışma o kadar ileri boyutlara taşmıştır ki dönemin yönetimi bu tartışmaya el atmış ve tartışmayı sonlandırmıştır.
Abes-Muktebes Tartışmasının Ortaya Çıkışı
“Zerre-i nurundan iken muktebes
Mihr-ü maha etmek işaret abes”
Hasan Asaf adlı genç bir şairin yazdığı bu beyitte muktebes sözcüğü Arapçada “sin” harfi ile abes sözcüğü de “peltek s” harfiyle yazılmıştır. Bundan dolayı da şairler arasında göz için kafiye, kulak için kafiye tartışması başlamıştır.
Eski edebiyat taraftarları Muallim Naci önderliğinde göz için kafiye anlayışını savunurken, Recaizade Mahmut Ekrem ve taraftarları ise kulak için kafiye anlayışını savunmuşlardır.
Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasında yaşanan bu tartışmanın bir de öncesi vardır. Eski edebiyatı Batılılaştırmak isteyen Muallim Naci ile eski edebiyatı dışlayarak tamamen Batılı bir edebiyatın oluşmasını isteyen Recaizade Mahmut Ekrem’in arasında gerçekleşen bu tartışma, şiirin gelişmesi ve eleştiri türünün yaygınlaşması açısından son derece önemlidir.
Muallim Naci, Recaizade Mahmut Ekrem’in Demdeme adlı eserine karşı Zemzeme adlı eseri yazarak sanatçıyı ağır bir şekilde eleştirir. Bu kapsamda eski-yeni anlayışı olarak başlayan bu tartışma Recaizade Mahmut Ekrem’in önderliğinde yenilikçilerin zaferiyle sonlanır.
Muallim Naci (1850 – 1893)
II. Dönem Tanzimat Edebiyatı sanatçılarındandır. Ahmet Mithat tarafından çıkarılan Tercüman-ı Hakikat adlı gazetede yayımladığı şiirleriyle tanınmaya başlayan sanatçısı Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan gibi dönemin önemli şairlerinin beğenisini kazanmıştır.
Klasik edebiyat anlayışının Tanzimat Dönemi’nde devam etmesini sağlayan sanatçıların başında gelen Muallim Naci, özellikle Recaizade Mahmut Ekrem ile giriştiği Zemzeme/Demdeme tartışmasıyla eleştiri türünün gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.
II. Dönem Tanzimat edebiyatında özellikle eleştiri türünde kaleme aldığı eserleriyle bu dönemde nesir türünün gelişmesine büyük katkılar sağlamıştır. Şiir türünde verdiği eserlerde aruz ölçüsünün Türkçeye en iyi uyarlayan şairlerden biri olarak da dikkat çekmiştir.
Muallim Naci, özellikle şiirde eskiyi yok saymadan yeni bir şiir anlayışının oluşturulmasını savunmuş, bundan dolayı da döneminde özellikle Recaizade Mahmut Ekrem tarafından ağır eleştirilere maruz kalmıştır.
Önemli Eserleri
Şiir: Ateşpâre, Şerâre, Füruzân
Eleştiri: Yazmış Bulundum, Muallim, Demdeme, Müdafaname
Anı: Ömer’in Çocukluğu
Henüz Hiç Yorum Yapılmamış