(Bu üniteyi PDF şeklinde İNDİR…)

Biyografi (Yaşam öyküsü)

Siyaset, bilim, spor, sanat gibi alanında tanınmış insanların hayatını; bilgi, belge ve tanıklara dayanılarak gerçekçi bir şekilde anlatan öğretici metinlere biyografi denir. 

Biyografinin özellikleri 

  • Öğretici metin türleri içerisinde yer alırlar.
  • Tanınmış insanların yaşamını kanıtlarla okuyucuya aktarırlar.
  • Kişinin değeri, benzerlerinden farklı yönleri anlatılmaya çalışılır.
  • Açık ve sade bir dille yazılan ve dilin göndergesel işlevinin kullanıldığı biyografiler bazen anılardan da yararlanabilir.
  • Biyografilerde çoğunlukla kronolojik bir sıra gözetilmektedir.
  • Anlatıcı kurmaca değil, yazarın kendisidir. Üçüncü kişi ağzından anlatım vardır.
  • Tarihçiler için önemli bir kaynak olarak görülür.
  • Biyografilerde açıklayıcı, öyküleyici ve betimleyici anlatım türleri kullanılır. 

Önemli: Eski Yunan edebiyatında Plutarkhos tarafından kaleme alınan “Hayatlar” ilk biyografi türünde yazılmış eser olarak kabul edilir.

William Roper’in Sir Thomas More’un Hayatı

James Boswell’in Samuel Johnson’un Hayatı,

Stefan Zweig’ın Üç Büyük Usta önemli biyografi eserleridir. 

Türk Edebiyatında Önemli Biyografiler 

Beşir Fuat – Victor Hugo (Tanzimat Dönemi)

Namık Kemal – Evrak-ı Perişan (Tanzimat Dönemi)

Recaizade Mahmut Ekrem – Kudemadan Birkaç Şair (Tanzimat Dönemi)

Muallim Naci – Osmanlı Şairleri (Tanzimat Dönemi)

Süleyman Nazif Mehmet Âkif (Serveti Fünun Dönemi)

İlhan Geçer Cahit Sıtkı Tarancı (Cumhuriyet Dönemi)

Behçet Necatigil – Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (Cumhuriyet Dönemi)

Ahmet Hamdi Tanpınar – Yahya Kemal (Cumhuriyet Dönemi)

Mithat Cemal Kuntay Namık Kemal (Cumhuriyet Dönemi)

Ahmet Rasim İlk Büyük Muharrirlerden Şinasi (Cumhuriyet Dönemi)

Yakup Kadri Karaosmanoğlu Atatürk (Cumhuriyet Dönemi)

Beşir Ayvazoğlu Yahya Kemal (Cumhuriyet Dönemi)

İhsan Işık Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi (Cumhuriyet Dönemi) 

Otobiyografi (Öz yaşam öyküsü)

Yazarın kendi yaşamını, yaptıklarını, başarılarını, eserlerini kendi kalemiyle anlattığı yazı türüdür. 

Otobiyografinin özellikleri

  • Öz yaşam öyküsünü yazan sanatçı, hayatının ilham verici yönlerini son derece açık ve sade bir dille okura aktarmaya çalışır.
  • Yaşanmışlıklar birinci kişi ağzından aktarılır.
  • Yazarın iç dünyasına dönük kaleme alınan otobiyografiler hafızaya ve anılara dayanır.
  • Biyografilerde belge ve kanıt olduğundan otobiyografiler biyografilere göre daha az nesnellik taşırlar.

 

Dünya edebiyatında önemli otobiyografi örnekleri

  • Paul Auster – İç Dünyamdan Notlar
  • Isaac Asimov – Dolu Dolu Yaşadım
  • Andrè Gide – Tohum Ölmezse
  • Stephen Hawking – Benim Kısa Tarihim
  • Mahatma Gandhi – Gandhi Bir Öz Yaşam Hikâyesi 

Türk edebiyatında önemli otobiyografi örnekleri 

  • Abidin Dino – Kısa Hayat Öyküm
  • Şevket Süreyya Aydemir – Suyu Arayan Adam
  • Hasan Ali Yücel – Hayatım
  • Aziz Nesin – Böyle Gelmiş Böyle Gitmez 

Biyografi ile Otobiyografinin Karşılaştırılması

  1. Biyografi üçüncü kişi, otobiyografi birinci kişi ağzından kaleme alınır.
  2. Biyografiler otobiyografilere göre daha nesneldir.
  3. Otobiyografide öznel ifadelere sıkça rastlanır.
  4. Biyografide yazar başkasının otobiyografi kendi yaşamını anlatır. 

ÖNEMLİ: Bazı romanlar, biyografi bazıları da otobiyografi türünden yararlanmıştır. Bu tarzda yazılan eserlere biyografik/otobiyografik roman denilmiştir. 

Oğuz Atay’ın Bir Bilim Adamının Romanı (Mustafa İnan) adlı eseri biyografik roman türünde yazılmıştır.

Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanı ise otobiyografik romandır. 

Monografi:

Bir kişi, yer, eser ve bir olayla ilgili yazılan bu tür; sınırları kesin olarak belirlenmiş bir konuyu tüm ayrıntılarıyla anlatmaya çalışan metin türüdür. 

Öz geçmiş / CV:

Kişinin, iş başvurusu yaptığı kuruma verilmek üzere elde ettiği bilgi, beceri ve tecrübeleri, öğrenim durumunu, iş tecrübelerini eksiksiz bir şekilde kendi ağzından anlattığı yazı türüdür. 

Hâl Tercümesi:

Osmanlı Dönemi’nde kaleme alınan bu tür daha çok öz geçmiş özelliği gösteren eserlerdir. Tercüme-i hâl olarak da adlandırılırlar. 

Portre:

Bir kişiyi ayırt edici yönleriyle tanıtmayı amaçlayan yazılardır. Fiziksel ve ruhsal olmak üzere ikiye ayrılır. Birçok portrede hem fiziksel hem de ruhsal portre birlikte yer alır. 

Fiziksel Portre:

Kişiyi yalnızca dış görünüşüyle yansıtmaya çalışan portredir.

Ruhsal Portre:

Kişinin iç dünyasını, duygularını, düşüncelerini, huy ve karakter özelliklerini anlatmaya çalışan portredir. 

Abidin Dino (1913 – 1993)

İstanbul’da doğan sanatçı çocukluğunu İsviçre ve Fransa’da geçirdi. 12 yaşındayken İstanbul’a döndükten sonra burada Robert Koleji’nde okudu. Resim sanatına duyduğu ilgiden dolayı eğitimini yarıda bıraktı. Eski Sovyetler Birliği’nde (Rusya) sinema eğitimi aldı. Resimlerinde sıradan halk kesimlerini son derece iyi bir şekilde aktardı.

Eserleri: Kısa Hayat Öyküm, Sensiz Her Şey Renksiz, Yeditepe Öyküleri

 

Tezkire: 

Divan edebiyatında önemli kişilerin yaşamlarından, eserlerinden söz eden düzyazı türüne tezkire denir. 

Tezkirelerin Özellikleri

1. Günümüzdeki biyografik-antolojik eserlere benzedikleri için edebiyat tarihçileri için önemli kaynaklardır.

2. Tezkirelerde mukaddime (giriş bölümü), şair ve eserinin anlatıldığı asıl bölüm ve hâtime (bitiş) bölümünden oluşmaktadır.

* Mukaddime: Eserin yazılma amacının belirtildiği ve eserin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür.

* Asıl metin bölümü: Hakkında bilgi verilen kişinin eserleri, yaşamı ve edebi kişiliği hakkında yapılan değerlendirmelerin bütünüdür. Eserin asıl konusu bu bölümde yer alır.

* Hâtime: Dualar ve af dilemeyle sona eren bu bölümde eserin yazılış süreci ve bitiş tarihi belirtilir.

3. Tezkireler genel olarak yazarının adıyla bilinmektedir.

4. Bu eserlerde ele alınan yazarlar alfabetik olarak sıralanır.

5. Övgü ve yergi amacıyla kaleme alınan tezkirelerde öznel bir üslup yer almaktadır.

6. Bu eserlerde sanat yapma kaygısı olduğu için seci (düzyazıdaki iç kafiye), aliterasyon ve söz sanatlarıyla yüklü sanatlı bir dil kullanılmıştır.

Önemli:

Türk edebiyatındaki ilk tezkire: Ali Şir Nevai (Çağatay şairi) – Mecalisü’n Nefais

Anadolu sahasında yazılan ilk tezkire: Sehi Bey – Heşt Behişt

Latîfî’nin Tezkiretü’ş-Şuarâ,

 

Ahdî’nin Gülşen-i Şuarâ,

Âşık Çelebi’nin Meşâirü’ş-Şuarâ,

Kınalızâde Hasan Çelebi’nin Tezkiretü’ş-Şuarâ Türk edebiyatındaki diğer önemli tezkire örnekleridir.

Ahdi (16. yüzyıl Divan sanatçısı)

Bağdat’ta doğmuş, ardından İstanbul’a gelerek burada dönemin önde gelen şairleriyle tanışma fırsatı bulmuştur. İstanbul’da Şehzade Selim’in desteğini alan şair yaklaşık on yıl İstanbul’da kaldıktan sonra memleketi Bağdat’a geri dönmüştür. Türkçe ve Farsça şiirler de kaleme alan sanatçı en çok tezkire türünde kaleme aldığı Gülşen-i Şuarâ adlı eseri ile tanınır.

Gülşen-i Şuarâ: Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim döneminin şairlerinin yanı sıra Bağdat ve İran’da yetişen Türk şairlerinin de yaşamlarını, eserlerini ve edebi kişiliklerini anlattığı önemli bir tezkire örneğidir.