Babür Şah, 16 Şubat 1483’te doğmuş ve 26 Aralık 1530’da ölmüştür. Babür İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı olarak bilinir. Tam adı Zahir ed-Din Muhammed Babür’dür ve “Kalem, kelam ve kılıç imparatoru” olarak anılır. Babür, Timur ve Cengiz Han’ın torunlarından gelmektedir. Babası Fergana valisi Ömer Şeyh Mirza, annesi ise Kutluğ Nigâr Hanım’dır.
Babür, genç yaşında taht mücadeleleri ve tehlikeli seferlerle dolu bir hayat yaşadı. Büyük atası Timur’un hükümet merkezi olan Semerkant’ı ele geçirse de, daha sonra Özbeklerin hanı Şeybanî’ye yenildi. Yenilgi sonrası Pamir Dağları’na çekildi ve orada Hindistan’ı alarak büyük bir Türk İmparatorluğu kurma hedefi belirledi.
Babür, hedefine ulaşmak için 20.000 asker topladı ve Hindikuş Dağları’nı aşarak Afganistan’ın merkezi olan Kabil kentini ele geçirdi. Kabil’de kendisini şah olarak ilan etti. Bu sırada en büyük düşmanı Şeybanî düşmanları tarafından öldürüldü ve böylece Hindistan seferi hazırlıklarına başlamak için en önemli engel ortadan kalkmış oldu.
Hindistan’ın Pencap valisi olan Devlet Han, Babür Şah’ı Hind Seferini yapmak üzere yüreklendirdi. Babür, Hayber geçidini aşarak Hindistan’ın Pencap bölgesine girdi. Hindistan’ın Delhi hükümdarı Sultan İbrahim, Türklerin ilerlemesini haber alarak ordusunun başına geçti. 21 Nisan 1526’da Panipat mevkiinde gerçekleşen savaşta Babür, Sultan İbrahim’i yendi ve Delhi kentine girdi.
Babür Şah, büyük mücadeleler ile Kabil, Horasan, Maveraünnehir, Semerkant ve Buhara gibi çağının önemli tarih ve kültür merkezlerini ele geçirerek büyük bir devlet kurdu. Başkenti önce Kabil’e, ardından Agra’ya taşıdı. 1530 yılında kırk yedi yaşında Agra’da vefat etti. Babür Şah’ın ölümünden sonra oğlu Hümayun, devletin başına geçti.
Babür Şah, devlet adamlığı yanında Türk ve Çağatay edebiyatının önemli şairlerindendir. İdari, askeri ve siyasi işlerinde gösterdiği başarıyı sanat alanında da göstererek divanlar dolusu şiir yazmış, hattatlık, nakkaşlık ve bestekârlıkla da uğraşmıştır. Çağatay dönemi edebiyatına önemli katkılar sağlamış, “Hatt-ı Baburi” denilen yazı türünü geliştirmiş ve eserlerini Çağatay Türkçesi ile kaleme almıştır.
Babür Şah’ın en tanınmış eseri “Babürnâme” olarak bilinir ve kendi yaşam öyküsünü anlatır. Diğer önemli eserleri arasında şiirlerini topladığı “Babür Divanı“, aruz kalıpları hakkında bilgi veren “Aruz Risalesi”, Hanefi fıkhı (İslam hukuku) hakkında bilgi veren mesnevi tarzındaki manzum eseri “Mübeyyen” ve Farsça’dan çevirdiği, tasavvuf ahlâkının anlatıldığı “Risale-i Viladiye” (Doğum Risalesi) bulunmaktadır.
Babürnâme, Reşit Rahmeti Arat tarafından günümüz Türkçesi’ne çevrilmiş ve iki cilt olarak yayımlanmıştır (1943-46). Yeni baskısı “Babür’ün Hatıratı” adıyla MEB 1000 Temel Eser dizisinden 3 cilt olarak (1970) yapıldı. “Divan”ı ise 1910 ve 1917 yıllarında basılmıştır.
Babür Şah, hem devlet adamlığı hem de şair, hattat ve sanatçı kimliğiyle döneminin önemli figürlerinden biridir. Tarihte önemli bir yere sahip olan Babür İmparatorluğu’nun kurucusu olarak, başarılarını hem savaş alanlarında hem de kültür ve sanatta göstermiştir. Babür, yaşadığı dönemdeki zorluklara rağmen büyük bir imparatorluk kurmayı başarmış ve ardında zengin bir kültürel miras bırakmıştır. Oğlu Hümayun ve sonraki nesiller, Babür İmparatorluğu’nun sınırlarını genişletmeye ve bu önemli Türk devletinin tarihini şekillendirmeye devam etmiştir.
Babür Şah’ın Edebi Kişiliği
- Babür Şah, Türk ve Çağatay edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Divan edebiyatının bir temsilcisi olarak, birçok şiir kaleme almıştır.
- Babür, aynı zamanda yetenekli bir hattat olarak bilinir. “Hatt-ı Baburi” denilen yazı türünü geliştirmiştir.
- Babür, edebiyata büyük ilgi duyan bir hükümdardı. Eserlerini Çağatay Türkçesi ile yazmış ve çağının edebiyatına önemli katkılarda bulunmuştur.
- Babür Şah’ın en ünlü eseri “Babürnâme”dir. Bu eserde kendi yaşam öyküsünü anlatırken, döneminin sosyal, kültürel ve siyasi yönlerine de değinmiştir. Bu tür eserler, anı ve gezi türü örnekleri olarak değerlendirilebilir.
- Babür Şah’ın diğer önemli eserleri arasında “Babür Divanı”, “Aruz Risalesi”, “Mübeyyen” ve “Risale-i Viladiye” bulunmaktadır. Bu eserler, Babür Şah’ın edebiyat ve kültür alanındaki geniş yelpazesini gösterir.
- Babür, Farsça’dan eserler çevirmiş ve tasavvuf ahlakını anlatan “Risale-i Viladiye” (Doğum Risalesi) adlı eseri Türkçeye kazandırmıştır.
- Babür, tarih ve kültür konularına büyük bir ilgi duymuş ve bu alanlarda bilgi sahibi olmuştur. Bu merakı, yaşamının çeşitli dönemlerinde edebi eserlerine de yansımıştır. Babürnâme’de, Babür Şah’ın tarihe ve kültüre duyduğu ilgi ve Hindistan’ın zengin tarihi hakkındaki bilgileri okuyucularla paylaşması bu durumun bir örneğidir.
- Babür Şah’ın sanatsal becerileri sadece yazı ve şiirle sınırlı değildir. Aynı zamanda yetenekli bir bestekâr olduğu bilinir.
- Babür Şah, nakkaşlıkla da ilgilenmiştir. Bu sanatsal uğraşı, onun edebi kişiliğinin bir başka yönünü ortaya koyar.
- Babür Şah, edebiyat ve sanat alanındaki başarılarıyla dönemindeki diğer sanatçılara ve şairlere ilham kaynağı olmuştur. Eserleri ve kişiliği, Türk ve Çağatay edebiyatının gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Babür Şah’ın Türkçeye Katkısı
Babür Şah’ın Türkçeye katkıları, özellikle edebiyat ve sanat alanlarında yoğunlaşmaktadır. Aşağıda Babür Şah’ın Türkçeye olan katkılarından bazıları listelenmiştir:
- Çağatay Türkçesi: Babür Şah, eserlerini Çağatay Türkçesi ile yazarak bu dönemin önemli edebiyatına katkıda bulunmuştur. Bu sayede, Çağatay Türkçesi yazılı ve edebi mirasını zenginleştirerek korunmuştur.
- Şiir ve Divan Edebiyatı: Babür Şah, Divan edebiyatının önemli şairlerinden biri olarak, Türk ve Çağatay edebiyatının gelişimine katkı sağlamıştır. “Babür Divanı” adlı eseri, bu alandaki önemli katkılarını gösterir.
- Anı ve Gezi Türü Eserler: “Babürnâme” adlı eseri, anı ve gezi türü örnekleri olarak kabul edilir. Bu tür eserler, o dönemin sosyal, kültürel ve siyasi yaşamına dair değerli bilgiler sunar ve Türkçeye zengin bir tarihî kaynak olarak katkıda bulunur.
- Dilin Gelişimi: Babür Şah, eserlerindeki zengin sözcük dağarcığı ve dil kullanımı ile Türkçenin gelişimine katkı sağlamıştır. Ayrıca, “Hatt-ı Baburi” denilen yazı türünü geliştirerek yazı sanatına da katkıda bulunmuştur.
- Farsça’dan Türkçeye Çeviriler: Babür Şah, Farsça’dan eserler çevirerek Türkçeye kazandırmıştır. Özellikle tasavvuf ahlakını anlatan “Risale-i Viladiye” (Doğum Risalesi) adlı eseri Türkçeye çevirerek, dilin edebi zenginliğine katkıda bulunmuştur.
- Edebiyatın Yayılması: Babür Şah, edebiyatın ve kültürün yayılmasına büyük önem vermiştir. Hükümetinde ve sarayında sanatçıları, şairleri ve yazarları desteklemiş, bu sayede Türk ve Çağatay edebiyatının gelişimine katkı sağlamıştır.
- Tarih ve Kültür Bilgisi: Babür Şah’ın tarih ve kültüre duyduğu büyük ilgi, eserlerinde de kendini gösterir. Bu sayede, Türkçeye ve Türk edebiyatına, döneminin sosyal, kültürel ve tarihi yaşamına dair zengin bilgiler sunmuştur.
- Sanat ve Edebiyatın Sentezi: Babür Şah, eserlerinde hattatlık, bestekârlık ve nakkaşlık gibi farklı sanat dallarıyla da ilgilenmiştir. Bu, Türkçeye ve Türk edebiyatına, sanat ve edebiyatın sentezlenmesi açısından önemli katkılar sağlamıştır.
Babür İmparatorluğunun Tarihçesi
Babür İmparatorluğu, 16. ve 17. yüzyıllarda Hindistan ve Orta Asya’da hüküm süren büyük bir Türk-Moğol devletiydi. Babür İmparatorluğu’nun kurucusu olan Zahiruddin Muhammed Babür, Timur İmparatorluğu’nun kurucusu Timur’un soyundan gelen bir prensti ve aynı zamanda Moğol İmparatoru Cengiz Han’ın soyundan da gelmekteydi.
Babür İmparatorluğu’nun önemli özellikleri şunlardır:
- Kuruluşu: Babür İmparatorluğu, 1526’da Babür Şah’ın İbrahim Lodi’yi yendiği ve Delhi’yi ele geçirdiği Panipat Savaşı’yla kuruldu.
- Genişleme: İmparatorluğun sınırları, zaman içinde Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan’ı kapsayacak şekilde genişledi.
- Başkentler: Babür İmparatorluğu’nun başkentleri, tarih boyunca Agra, Delhi ve Lahore olarak değişti. Agra, Babür İmparatorluğu’nun en önemli başkenti olarak bilinir ve şu anki Hindistan sınırları içindedir.
- Yönetim: Babür İmparatorluğu, merkeziyetçi ve bürokratik bir yönetim sistemine sahipti. Bu sistem, bölgesel valilere dayanıyordu ve yerel yöneticiler, merkezi hükûmetin yetkilerine bağlı olarak çalışıyordu.
- Din: Babür İmparatorluğu, İslam’ı resmi din olarak benimsedi. Fakat hükümdarlar, dini hoşgörü ve farklı din ve kültürlere saygı politikası izledi.
- Kültür ve Sanat: Babür İmparatorluğu dönemi, Hint, İslam, Türk ve Fars kültürlerinin harmanlanmasıyla zengin bir kültürel ve sanatsal mirasa sahip oldu. Minyatür sanatı, mimari, edebiyat ve bahçe düzenlemeleri gibi alanlarda büyük başarılar elde etti. Babür mimarisinin en ünlü eseri olan Tac Mahal, bu dönemin muhteşem mimari anlayışının bir simgesidir.
- Eğitim ve Bilim: Babür İmparatorluğu döneminde eğitime ve bilime büyük önem verildi. Sarayda bilim insanları, şairler ve sanatçılar desteklendi. Astronomi, matematik, tıp ve coğrafya gibi alanlarda önemli ilerlemeler kaydedildi.
- Ekonomi: Babür İmparatorluğu, tarıma dayalı bir ekonomiye sahipti. Ziraat ve el sanatları gelişti, yerel ve uluslararası ticaret canlandı.
- Oğul: Babür İmparatorluğu, 18. yüzyılın ortalarında zayıflamaya başladı ve 1858’de Britanya İmparatorluğu tarafından resmen yıkıldı. Bu tarihten sonra Hindistan, Britanya sömürgesi haline geldi.
Babürnâme’nin İçeriği
Babürnâme, Babür Şah’ın kendi yaşamını ve dönemine dair gözlemlerini anlattığı otobiyografik bir eserdir. Ayrıca bu eser ilk anı örneği olarak kabul edilmektedir. Reşit Rahmeti Arat tarafından günümüz Türkçesi’ne çevrilen bu önemli tarih ve edebiyat eserinin içeriğini maddeler halinde şu şekilde özetleyebiliriz:
- Babür Şah’ın Hayatı: Eserde, Babür Şah’ın doğumu, gençliği, ailevi ilişkileri ve kişisel deneyimleri detaylı bir şekilde ele alınmaktadır.
- Siyasi Gelişmeler: Babür Şah, imparatorluk mücadelelerini ve dönemin siyasi olaylarını anlatırken, kendi zaferleri, yenilgileri ve stratejileri üzerinde de durmaktadır.
- Savaşlar ve Askeri Taktikler: Panipat Savaşı, Khanwa Savaşı ve Chanderi Savaşı gibi önemli savaşlarda yaşanan olaylar ve Babür’ün uyguladığı askeri taktikler detaylı bir şekilde anlatılır.
- İdari ve Yönetimsel Yapı: Babürnâme, Babür İmparatorluğu’nun idari ve yönetimsel yapısına dair bilgiler sunar. Bu sayede, dönemin yönetim anlayışı ve uygulamaları hakkında fikir edinebiliriz.
- Sosyal ve Kültürel Yaşam: Babür Şah, eserinde dönemin sosyal ve kültürel yaşamına dair detaylara da yer verir. Giyim, yemek kültürü, eğlence ve adetler gibi konular ele alınır.
- Coğrafi Keşifler ve Seyahatler: Babür Şah, eserinde gerçekleştirdiği seyahatler ve keşiflerle ilgili deneyimlerini paylaşır. Bu kısımlar, dönemin coğrafi bilgileri ve Babür’ün gözünden Hindistan ve Orta Asya’nın coğrafi özellikleri anlatılır.
- İnanç ve Din: Babür Şah, eserinde dini konulara ve farklı inanç sistemlerine de değinir. İslam’a olan bağlılığı, dini hoşgörü ve diğer dinlerle olan ilişkileri anlatılır.
- Diplomasi ve İttifaklar: Babürnâme, Babür İmparatorluğu’nun dış politikasını, diplomatik ilişkilerini ve ittifaklarını da ele alır. Bu sayede, dönemin uluslararası ilişkiler ve diplomasi anlayışına dair bilgi sahibi olabiliriz.
- Edebiyat ve Sanat: Babür Şah’ın edebi ve sanatsal ilgi alanları ve yetenekleri eserde önemli bir yer tutar. Şiirler, anılar ve fikirlerle süslenmiş olan Babürnâme, dönemin edebiyat ve sanat anlayışına ışık tutar.
- Tarih ve Kültür Merakı: Babür Şah, eserinde tarih ve kültür konularına büyük ilgi gösterir. Tarihsel olaylar, farklı kültürler ve tarihî kişilikler hakkında bilgiler sunar. Bu sayede, dönemin tarih ve kültür zenginliğine dair derinlemesine bilgiler elde edebiliriz.
- Doğa ve Çevre: Babürnâme, Babür Şah’ın doğa ve çevre konularına duyduğu ilgiyi de ortaya koyar. Eserde, bitki örtüsü, hayvanlar ve doğal kaynaklar gibi konulara değinilir. Ayrıca, Babür döneminde yapılan bahçe düzenlemeleri ve peyzaj çalışmaları da ele alınır.
- İnsan Portreleri: Babür Şah, eserinde çeşitli tarihî kişilikleri, dostlarını ve düşmanlarını anlatır. Bu sayede, dönemin önemli şahsiyetlerinin yaşamları ve kişilikleri hakkında bilgi edinebiliriz.
Henüz Hiç Yorum Yapılmamış