Esrar Dede’nin Hayatı
Esrar Dede, gerçek adıyla Mehmed, 1749 yılında İstanbul Sütlüce’de doğmuştur. Babası, Mevlevî dervişi Ahmed Bîzebân’dır. Çocukluk ve gençlik yılları hakkında fazla bilgi bulunmamakla birlikte, kaynaklar Galata civarında yaşadığını, iyi bir eğitim aldığını ve tasavvuf çevresinde yetiştiğini belirtir. Ayrıca Arapça, Farsça, Rumca, Latince ve İtalyanca öğrendiği ifade edilir.
Esrar Dede, 1791’de Şeyh Galib’in Galata Mevlevîhanesi şeyhi olduğu dönemde Mevlevîliğe katıldı. Şeyh Galib’in gözetimi altında çileye girdiği ve dervişlere yol gösteren kazancı dedeliğe yükseldiği düşünülmektedir. İlmî ve edebî seviyesiyle kısa sürede şeyhine sevdalanarak güçlü bir dostluk kurdu.
1797 yılında genç yaşta vefat eden Esrar Dede, Galata Mevlevîhanesi’ndeki Fasîh Ahmed Dede’nin yanına defnedildi. Şeyh Galib, Esrar Dede’nin ölümünden duyduğu üzüntüyü mersiye ile ifade etmiştir. Şeyh Galib’in yanı sıra dönemin diğer şairleri de vefatı için tarih düşürmüştür.
Mevlânâ ve Mevlevîliğe içten bağlı olan Esrar Dede, Mevlevîler arasındaki Şems ve Veled kolu gibi meşrep ayrılığını te’vil yoluyla açıklamıştır. Hulefâ-yi Râşidîn’e saygısını dile getiren Esrar Dede, Fütüvvetnâme’sinde ve bazı şiirlerinde Hz. Ali ve Ehl-i beyt’e özel bir muhabbet duyduğunu ifade etmiştir.
Esrar Dede, Kur’ân-ı Kerîm dışında diğer semavî kitaplarla da ilgilenmiştir. Şiirlerinde samimi ve sade bir dil kullanan şair, Sâbit, Nâbî ve Fehîm’in etkisi altında kalmıştır. Ayrıca Mevlevî şairlerin şiirlerine nazîreler yazmış ve Mevlevî terimlerini başarıyla kullanmıştır. İyi bir şair olmasına rağmen, döneminin divan şairleri arasında ön sıralarda yer alamamasının nedeni, Şeyh Galib gibi büyük bir şairin çağdaşı olması ve onun gölgesinde kalmayı tercih etmesi olarak düşünülmektedir.
Nesirlerinde şiirine göre daha ağdalı ve külfetli bir dil kullanan Esrar Dede, nesirlerinde şiirine göre daha ağdalı ve külfetli bir dil kullanmıştır. Bununla birlikte, Sâkıb Dede’nin (ö. 1148/1735) Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân adlı tezkiresinin dili, Esrar Dede’nin eserlerine kıyasla daha sadedir. Esrar Dede’nin hayatı ve eserleri, onun Mevlevî düşüncesine olan bağlılığı, şairliği ve döneminin önemli şairleriyle kurduğu dostluklar açısından önemlidir. Özellikle Şeyh Galib ile kurduğu yakın ilişki, hem edebî hem de tasavvufî anlamda onun hayatında etkili olmuştur.
Esrar Dede’nin Eserleri
Esrar Dede – Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye
- Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye, Esrar Dede tarafından kaleme alınmıştır ve 200’ü aşkın Mevlevî şairinin biyografisini içerir.
- Eser, Şeyh Galib’in isteği üzerine yazılmıştır.
- Esrar Dede, eserin mukaddimesinde, Şeyh Galib’in Mevlevî şairlerinden seçtiği manzumeler ve şairlerin hayat hikâyelerini kendisine verdiğini, bunları bir tezkire haline getirmesi için istediğini belirtir.
- Eser, iki ay gibi kısa bir süre içinde tamamlanmıştır.
- Tezkirede yer alan şairlerin sayısı nüshalara göre değişir; Süleymaniye Kütüphanesi nüshasında 211, Millet Kütüphanesi nüshasında ise 217 şairin biyografisi yer alır.
- Sâkıb Dede’nin Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyân adlı eserinden sonra bu alanda yapılan ikinci çalışma olan Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye, Sefîne’den daha öz ve muhtasardır.
- Esrar Dede’nin erken vefatı nedeniyle eseri tekrar gözden geçirme fırsatı bulamamıştır.
- Şeyh Galib, daha fazla Mevlevî şairin esere eklenmesini istemişse de, Esrar Dede bunu gerçekleştirememiştir.
- Eserde, bazı şairleri Mevlevî göstermek ve bazı tarihlerde hatalara düşmek gibi kusurlar bulunsa da, sadece Mevlevî şairlerini içermesi nedeniyle önemlidir.
- Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye, özellikle Mevlevîler arasında büyük bir ilgi ve benimsenme görmüştür.
Esrar Dede – Divan
- Esrar Dede’nin Divanı, 1257 yılında İstanbul’da yazılmıştır.
- Eser, yaklaşık 3600 beyitten oluşmaktadır.
- Divan’da iki na’t, Mevlânâ için dört, Şems-i Tebrîzî için bir methiye bulunur.
- “Neşîde-i Mevleviyâne” adlı bir müveşşah kaside, Mevlevîlik’le ilgili bir diğer kaside, Şeyh Galib, Fasîh Dede ve İsmâil Ankaravî için birer methiye yer alır.
- Eserde bir terkibibend, dört terciibend, altı tahmîs, üç muhammes, bir müseddes ve altı murabba bulunmaktadır.
- Divan’da 252 gazel, yedi tarih, on üç kıta, 145 rubâî ve on beş beyti na’t olan kırk beyitlik bir mesnevi yer alır.
- Gazellerin biri Arapça, biri Farsça’dır; kıtaların ikisi ve rubâîlerin sekizi Farsça’dır.
- Ayrıca Türkçe-Rumca bir mülemma’ gazel de mevcuttur.
- Divanın çeşitli yazma nüshaları bulunmaktadır.
- Tarihler, Kasımpaşa Mevlevîhânesi’nin tamiri, Şeyh Galib’in kızı Zübeyde Hanım’ın doğumu, Şeyh Mehmed’in oğlu İsmâil’in doğumu, Derviş Niyâz-ı Mevlevî’nin vefatı, Abdülhalim Neyyir ile Derviş Nûri’nin çileleri, Manastırlı Hâfız ile Kaygusuz Baba’nın vefatı için söylenmiştir.
Mülemma’ gazel: Mülemma’ gazel, bir gazel türüdür ve iki farklı dilde yazılmış beyitler içerir. Bu türdeki gazellerde, her beyit içinde iki dil kullanılır ve şairler dil becerilerini sergilemek amacıyla bu formu tercih ederler. Esrar Dede’nin Divan’ında yer alan Türkçe-Rumca mülemma’ gazel, onun dil yeteneğini ve farklı dillerde şiir yazabilme becerisini gösteren bir örnek olarak kabul edilir. Bu tür gazeller, şairin kültürel ve dilsel çeşitlilikle ilgili bilgisi ve becerisini gösterir.
Esrar Dede – Mübâreknâme-i Esrâr
- Mübâreknâme-i Esrâr, Esrar Dede tarafından yazılmış bir mesnevidir.
- Bu eser, “Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün” kalıbında nazmedilmiştir.
- Eser, toplam 145 beyitten oluşmaktadır.
- Şair, Mübâreknâme-i Esrâr’da Mevlevîlik ile ilgili çeşitli konuları ele almaktadır.
- Mübâreknâme-i Esrâr, Esrar Dede’nin Divan’ının son bölümünde yer almaktadır.
Esrar Dede – Fütüvvetnâme-i Esrâr
- Fütüvvetnâme-i Esrâr, Esrar Dede tarafından yazılmış bir mesnevidir.
- Şair, bu eseri 1211 (1796) yılında, vefatından kısa bir süre önce yazmıştır.
- Mesnevi, “Fâilâtün mefâilün feilün” kalıbında nazmedilmiştir.
- Eser, toplam 176 beyitten oluşmaktadır.
- Fütüvvetnâme-i Esrâr’da fütüvvet, fütüvvet ehli ve benzeri konular işlenmektedir.
- Bu mesnevi, Esrar Dede’nin Divan’ının son bölümünde yer almaktadır.
- Fütüvvetnâme-i Esrâr’ın yazma bir nüshası, Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.
Esrar Dede – Lugat-ı Talyan
- Lugat-ı Talyan, Esrar Dede tarafından yazılmış bir sözlüktür.
- Sözlük, İtalyancadan Türkçeye tercüme edilmiştir.
- Hüseyin Said Çelebi, Peyâm-ı Sabah [edebî nüsha] adlı eserinde bu sözlüğü tanıtmıştır.
- İhsan Mahvî, müellif nüshasını gördüğünü belirtmiş ve eser hakkında bilgi vermiştir.
- Lugat-ı Talyan’ın günümüzdeki konumu ve nerede olduğu bilinmemektedir.
Esrar Dede’nin Edebi Kişiliği
- Esrar Dede, 18. yüzyılın sonlarında yaşamış önemli bir Osmanlı şairidir.
- Edebiyat alanında özellikle Divan ve mesneviler ile tanınmıştır.
- Mevlevî tarikatına bağlı bir şair olarak, eserlerinde Mevlevîlik ve mistisizm temalarını sıkça işlemiştir.
- Şiirlerinde kullandığı dil, sade ve anlaşılır bir üslupta olup, döneminin şairleri arasında özgün bir yere sahiptir.
- Nazım şekilleri ve edebi sanatlar konusunda oldukça başarılıdır; gazel, kaside, rubai, terkibibend, terciibend, tahmis, muhammes, müseddes ve murabba gibi pek çok nazım şeklini ustalıkla kullanmıştır.
- Aşk, ahlak, fütüvvet ve Mevlevîlik gibi konulara değinen şiirler yazmıştır.
- Esrar Dede, Mevlevî şairleri ve hayatları hakkında da önemli bir tezkire yazmıştır: Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye.
- Eserlerinde, Arapça ve Farsça dillerinde de şiirler yazarak döneminin kültürel etkileşimlerini göstermiştir.
- Kendi alanında, özellikle Mevlevî şairleri arasında büyük saygı ve takdir görmüştür.
Esrar Dede’nin Mevlevilik Anlayışı
Esrar Dede’nin Mevlevilik anlayışı, onun eserlerine ve şairlik kimliğine derinden etki eden önemli bir unsurdur.
Esrar Dede’nin Mevlevilik anlayışını şu şekilde özetleyebiliriz:
- Mevlevîlik, Esrar Dede için manevi bir dünya ve ilham kaynağıdır. Bu sebeple, eserlerinde Mevlevîlik temalarını ve değerlerini sıkça işler.
- Mevlana Celaleddin Rumi’ye ve Şems-i Tebrizi’ye büyük bir sevgi ve saygı besler. Esrar Dede’nin Divan’ında Mevlana ve Şems için övgüler içeren methiyeler yer alır.
- Mevlevîlikte önemli bir yer tutan aşk kavramı, Esrar Dede’nin şiirlerinde sıkça görülür. Bu aşk, hem ilahi aşk hem de insanlar arasındaki aşkı kapsar.
- Esrar Dede, Mevlevîlik öğretilerini ve değerlerini içselleştirerek ahlaki ve manevi bir gelişim kaydetmiştir. Bu, onun şiirlerinde ve düşüncelerinde açıkça görülür.
- Şiirlerinde, Mevlevîlikle ilgili öğretilere ve simgelerine sıkça yer verir. Semazenler, ney, dergah ve zikir gibi Mevlevî sembollerini kullanarak anlam derinliği sağlar.
- Esrar Dede, Mevlevî şairlerin biyografilerini ve eserlerini topladığı “Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye” adlı eseriyle, Mevlevî şairlerin edebi ve manevi mirasını koruma ve aktarma amacını taşır.
- Mevlevîlik anlayışı, Esrar Dede’nin şiirlerinde tasavvufi düşüncelerle harmanlanmıştır. Bu sayede, mistik bir atmosfer ve derinlik kazanır.
- Esrar Dede, Mevlevîlik ile ilgili bilgi ve deneyimlerini “Mübâreknâme-i Esrâr” ve “Fütüvvetnâme-i Esrâr” adlı mesnevilerinde aktarmıştır. Bu eserlerde, Mevlevîlik anlayışı ve değerleri üzerine düşüncelerini paylaşır.
Esrar Dede’nin Mevlevilik anlayışı, onun şairlik kimliğini ve eserlerini şekillendiren önemli bir etkendir. Bu anlayış, Mevlevîlik öğretilerine ve değerlerine bağlı kalarak, ahlaki ve manevi bir gelişim süreci yaşamasına ve bu süreci eserlerinde yansıtmasına katkıda bulunmuştur.
Esrar Dede’nin Şiirinde Şeyh Galip Etkisi
Esrar Dede’nin şiirlerinde Şeyh Galip etkisi, onun edebi kimliğinin ve eserlerinin önemli bir parçasıdır. Şeyh Galip, 18. yüzyılın önde gelen şairlerinden biri olup, Esrar Dede’nin hem şairlik hem de Mevlevîlik yolunda bir rehberi ve öğretmeni olarak görülmektedir.
- Üslup ve İçerik: Şeyh Galip’in şiirlerindeki seçkin ve zarif üslubu, Esrar Dede’nin eserlerine de yansımaktadır. Aynı zamanda, Şeyh Galip’in tasavvuf ve aşk konularını işleyen içerikleri Esrar Dede’nin şiirlerinde de görmek mümkündür.
- Şiir Türleri: Esrar Dede, Şeyh Galip’in tercih ettiği gazel, kaside, rubai ve mesnevi gibi şiir türlerini kullanarak onun etkisini gösterir.
- Metafor ve Sembol Kullanımı: Şeyh Galip’in şiirlerindeki zengin metafor ve sembol kullanımı, Esrar Dede’nin eserlerinde de kendini gösterir. İkisi de Mevlevî simgeleri ve tasavvufi kavramları kullanarak anlam derinliği ve estetik zenginlik sağlar.
- Şeyh Galip’e Övgüler: Esrar Dede’nin Divan’ında, Şeyh Galip için yazılmış bir methiye bulunmaktadır. Bu methiye, Esrar Dede’nin Şeyh Galip’e duyduğu saygı ve sevgiyi ifade eder.
- İlham Kaynağı: Esrar Dede, Şeyh Galip’in eserlerinden ilham alarak kendi edebi kimliğini ve eserlerini geliştirmiştir. Özellikle Şeyh Galip’in “Hüsn ü Aşk” adlı mesnevisi, Esrar Dede’nin aşk ve tasavvuf konularını işleyen şiirlerinde önemli bir etkiye sahiptir.
- Mevlevîlik Bağı: Şeyh Galip, Esrar Dede için Mevlevîlik yolunda önemli bir öğretmen ve rehberdir. İkisi arasındaki bu manevi bağ, Esrar Dede’nin şiirlerinde ve Mevlevîlik anlayışında Şeyh Galip etkisinin görülmesine katkıda bulunur.
- Dil ve Anlatım: Şeyh Galip’in dil ve anlatım becerileri, Esrar Dede’nin kendi şiirlerinde de etkili bir şekilde kullanmıştır. İkisi de Türkçe, Arapça ve Farsça dillerini ustalıkla kullanarak şiirlerinde anlam zenginliği ve estetik güzellik sağlarlar.
- Ahlaki ve Manevi Değerler: Şeyh Galip’in şiirlerinde işlediği ahlaki ve manevi değerler, Esrar Dede’nin şiirlerinde de kendini gösterir. İkisi de Mevlevîlik ve tasavvufi öğretileri temel alarak insanın iç dünyasını ve manevi gelişimini ele alır.
- Şiirsel Teknikler: Esrar Dede, Şeyh Galip’ten öğrendiği şiirsel teknikleri ve nazım biçimlerini kendi eserlerinde başarıyla kullanmıştır. Bu sayede, Esrar Dede’nin şiirleri hem biçim hem de içerik açısından zengin ve etkileyici bir yapıya sahiptir.
- Edebi Geleneğin Devamı: Esrar Dede, Şeyh Galip’in etkisiyle hem kendi döneminde hem de sonraki nesillere Mevlevî edebi geleneğinin devam etmesine önemli bir katkı sağlamıştır. Bu etki sayesinde, Esrar Dede ve Şeyh Galip’in şiirleri arasında güçlü bir bağ ve edebi mirasın devamlılığı söz konusudur.
Esrar Dede’nin şiirlerinde Şeyh Galip etkisi, üslup, içerik, şiir türleri, metafor ve sembol kullanımı, ilham kaynağı ve Mevlevîlik bağı gibi farklı yönlerde kendini gösterir. Bu etki, Esrar Dede’nin edebi kimliğinin ve eserlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Esrar Dede, Şeyh Galip’in yolunda ilerleyerek kendi döneminde Mevlevî şiirinin gelişimine ve zenginleşmesine katkıda bulunmuştur.
Esrar Dede’nin Tasavvuf Anlayışı ve Osmanlı Kültürü
Esrar Dede’nin tasavvuf anlayışı ve Osmanlı kültürüyle ilişkisi, onun şiirlerinde ve düşüncelerinde önemli bir yere sahiptir. İşte Esrar Dede’nin tasavvuf anlayışı ve Osmanlı kültürüyle bağlantılı bazı noktalar:
Mevlevîlik: Esrar Dede, Mevlevî tarikatına bağlı bir şairdir ve Mevlevîlik düşüncelerini eserlerinde işlemiştir. Bu bağlamda, Mevlana Celaleddin Rumi’nin öğretileri ve Mevlevîlik anlayışı onun düşünce dünyasında önemli bir yer tutar.
Tasavvufî Düşünce: Esrar Dede’nin tasavvuf anlayışı, Osmanlı kültüründeki tasavvufî düşünceyle paraleldir. İslam tasavvufunun kavramları, ahlaki ve manevi değerleri, Esrar Dede’nin şiirlerinde ve düşüncelerinde belirgindir.
İnsan ve Ahlak: Esrar Dede’nin tasavvuf anlayışında insan ve ahlak kavramları önemlidir. Şiirlerinde insanın iç dünyasını, manevi gelişimini ve ahlaki değerleri ele alır.
Osmanlı Kültür ve Edebiyatı: Esrar Dede, Osmanlı kültür ve edebiyatının bir parçası olarak kendi döneminin değerlerini ve edebi geleneğini benimsemiştir. Bu bağlamda, Osmanlı kültürünün etkisiyle şekillenen tasavvuf anlayışı, onun düşüncelerinde ve eserlerinde önemli bir yere sahiptir.
Dil ve Anlatım: Esrar Dede, Osmanlı kültüründeki üç dili (Türkçe, Arapça, Farsça) ustalıkla kullanarak şiirlerinde anlam zenginliği ve estetik güzellik sağlar. Bu da onun Osmanlı kültürünün bir parçası olduğunu gösterir.
Edebi Geleneğin Devamı: Esrar Dede’nin tasavvuf anlayışı ve Osmanlı kültürüyle bağlantısı, onun edebi geleneğin devamına katkı sağlamıştır. Özellikle Mevlevî şiir geleneğinde önemli bir isim olarak, Esrar Dede’nin eserleri ve düşünceleri, Osmanlı kültür ve edebiyatının devamlılığına katkıda bulunmuştur.
Esrar Dede’nin Türk Dili ve Edebiyatına Katkıları
- Mevlevî Şairlerin Biyografisi: Esrar Dede, Tezkire-i Şuarâ-yı Mevleviyye adlı eseriyle 200’den fazla Mevlevî şairin biyografisini derlemiştir. Bu çalışma, Mevlevî şairler ve edebiyatı hakkında değerli bilgiler sunarak Türk edebiyatına katkı sağlar.
- Şiir Geleneği: Esrar Dede’nin Divan’ında bulunan gazel, rubai, kıta, na’t, müveşşah ve diğer nazım türlerinde yazdığı şiirlerle Türk şiir geleneğine önemli eserler kazandırmıştır. Bu eserler, Osmanlı dönemi Türk edebiyatının güçlü örneklerindendir.
- Türkçe-İtalyanca Sözlük: Lugat-ı Talyan adlı eseriyle Esrar Dede, İtalyanca’dan Türkçeye bir sözlük hazırlamıştır. Bu çalışma, dil bilgisi ve kültür alışverişi açısından Türk dili ve edebiyatına katkı sağlamıştır.
- Tasavvufî Edebiyat: Esrar Dede, tasavvufî düşünceleri ve Mevlevîliği işlediği eserleriyle Türk tasavvufî edebiyatına önemli katkılar sunmuştur. Mübâreknâme-i Esrâr ve Fütüvvetnâme-i Esrâr adlı mesnevilerinde tasavvufî öğretileri ve fütüvvet anlayışını işlemiştir.
- Edebi Üslup: Esrar Dede, kendi döneminin edebi üslubunu benimseyerek Türk edebiyatındaki geleneksel söyleyişi ve estetiği sürdürmüştür. Şiirlerinde Arapça, Farsça ve Türkçeyi ustaca kullanarak dilsel zenginlik ve anlam derinliği sağlamıştır.
- Edebiyat Tarihine Katkı: Esrar Dede’nin edebi kişiliği ve eserleri, Türk edebiyat tarihine değerli bir katkı sunar. Eserleri ve biyografik bilgileri, Türk edebiyatının dönemleri ve geleneği hakkında önemli ipuçları sağlar.
Esrar Dede’nin Ölümü ve Şeyh Galib’in “Esrar Dede Mersiyesi”
Esrar Dede, 1211 (1796) yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Ölümü üzerine, yakın dostu ve dönemin ünlü şairi Şeyh Galib tarafından bir mersiye yazılmıştır. Şeyh Galib’in Esrar Dede için yazdığı bu mersiye, Esrar Dede’nin edebi kişiliğine ve şair olarak ününe dikkat çeken bir saygı duruşu niteliğindedir.
Mersiye, hem Esrar Dede’nin değerli bir şair ve Mevlevî dervişi olduğunu vurgular, hem de onun tasavvuf anlayışı ve ahlaki değerleri hakkında bilgi verir. Şeyh Galib, mersiyesinde Esrar Dede’nin şiirlerindeki güzellik ve incelikten, manevi derinliğinden bahsederken, aynı zamanda onun insanlarla olan ilişkilerindeki nezaket ve hoşgörüsünü de anlatır.
Esrar Dede’nin ölümü ve ardından Şeyh Galib tarafından yazılan mersiye, iki önemli şairin dostluğunu ve dönemin edebi ortamını yansıtan bir anı olarak Türk edebiyat tarihinde önemli bir yer tutar. Bu sayede, Esrar Dede ve Şeyh Galib arasındaki bağ, edebi geleneğin ve değerlerin sürekliliği açısından da önemli bir örnek teşkil eder.
Henüz Hiç Yorum Yapılmamış