İslamiyet’in kabulünden sonra Türk edebiyatı büyük bir dönüşüm geçirdi. İslamiyet’in etkisiyle Türkler Arapça ve Farsçanın da etkisiyle yeni bir edebi dil ve tarz geliştirdiler. Bu yeni edebi dil ve tarz, Türk edebiyatının klasik dönemi olarak bilinir.
Klasik dönem Türk edebiyatı, genellikle 11. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar olan dönemi kapsar. Bu dönemde, genellikle İslam dininin öğretileri, tasavvuf ve aşk konuları işlenir. Şiir ve hikâye türleri ön plandadır. Edebiyatın yanı sıra, Türk tarihi, felsefesi, dilbilgisi ve hukuku gibi alanlarda da önemli eserler yazıldı.
Klasik dönem Türk edebiyatının en ünlü isimleri arasında Yunus Emre, Mevlana Celaleddin Rumi, Hoca Dehhani, Süleyman Çelebi, Şeyyad Hamza gibi şair ve yazarlar bulunmaktadır.
Klasik dönem Türk edebiyatı, Türk kültüründe önemli bir yere sahip olmuştur ve günümüz Türk edebiyatı üzerinde hala etkisi hissedilmektedir.
İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı
İslamiyet’in etkisiyle Türk edebiyatı, Arapça ve Farsçanın da etkisiyle yeni bir edebi dil ve tarz geliştirdi. İslam dininin öğretileri, tasavvuf ve aşk konuları işlendiği için, edebiyatta bu konular ön plandaydı.
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı halk edebiyatı niteliğindeyken, İslamiyet’in kabulü ile birlikte edebiyat daha çok dinî ve tasavvufî konulara ağırlık veren bir nitelik kazandı. Özellikle Anadolu’da ortaya çıkan tasavvuf hareketleri, Türk edebiyatını etkiledi ve pek çok şair ve yazar tasavvufî konuları işledi.
Klasik dönem Türk edebiyatında şiir ve hikâye türleri ön plandaydı. Divan edebiyatı adı verilen bu edebiyat tarzında, genellikle “mesnevi” ve “gazel” gibi şiir türleri kullanıldı. Mesnevi, manzum hikâyelerin anlatıldığı bir şiir türüydü. Gazel ise aşk, sevgi, özlem gibi konuların işlendiği bir şiir türüydü. Klasik dönem Türk edebiyatında Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevi’si ve Yunus Emre’nin şiirleri gibi pek çok önemli eser yer almaktadır.
Tasavvufî eserlerde genellikle Allah’ın birliği, sevgi, aşk, insanın kusurluluğu gibi konular işlenirken, dinî eserlerde ise peygamberlerin hayatı, İslam dininin öğretileri ve ahlak konuları işlendi. Klasik dönem Türk edebiyatında bu tarz eserlerin yanı sıra, tarih, dilbilgisi, felsefe, hukuk ve siyaset gibi alanlarda da pek çok eser yazılmıştır.
Geçiş Dönemi Türk Edebiyatındaki Eserlerin Genel Özellikleri
Geçiş Dönemi Türk edebiyatı, İslamiyet’in kabulünden sonra Türk edebiyatının yeni bir döneme girdiği dönemi ifade eder. Bu dönem, genellikle 11. ve 12. yüzyılları kapsar. İslamiyet’in etkisiyle Türk edebiyatında yeni bir dil, tarz ve tema oluşmaya başladı. Bu dönemdeki edebi eserlerin genel özellikleri şunlardır:
- Dili: Geçiş Dönemi Türk edebiyatında, eserler genellikle Farsça, Arapça ve Türkçe’nin karışımından oluşan bir dil kullanıldı. Bu dil, İslam dininin öğretilerini ve tasavvufi konuları ifade etmek için kullanıldı.
- Konuları: Geçiş Dönemi Türk edebiyatında, İslam dininin öğretileri, tasavvuf ve aşk gibi konular işlenirken, mitolojik ve tarihi konuların işlenmesi de sürdü. Bu dönemdeki eserlerde genellikle İslam dininin öğretilerine uygun ahlaki değerler ve insana dair düşünceler işlendi.
- Türleri: Geçiş Dönemi Türk edebiyatında, manzum ve mensur eserler yazıldı. Manzum eserlerde özellikle şiir türleri kullanıldı. Bu eserler arasında en ünlüleri arasında Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmud, Ahmet Yesevi, Edip Ahmet Yükneki gibi yazarların eserleri yer almaktadır.
- Anlatımı: Geçiş Dönemi Türk edebiyatı eserlerinde, dil ve anlatım teknikleri daha sade ve doğal bir hal aldı. Yazarlar, eserlerinde genellikle açık, anlaşılır ve yalın bir dil kullanmaya özen gösterdiler.
- İçerikleri: Geçiş Dönemi Türk edebiyatı eserlerinde, toplumsal ve siyasal olaylara sıklıkla yer verildi. Eserlerde genellikle İslam dininin öğretileri, ahlaki değerler, insana dair düşünceler işlendi.
Geçiş Dönemi Türk edebiyatı, Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir ve İslamiyet’in kabulünden sonraki edebiyatın temel taşlarını oluşturmuştur. Bu dönemin eserleri, Türk edebiyatı tarihindeki önemli bir kilometre taşıdır.
Henüz Hiç Yorum Yapılmamış