Beyitlerle kurulanlar: Gazel, Kaside, Mesnevi, Kıt’a, Müstezat

1. GAZEL:

Gazel, geleneksel Türk edebiyatında kullanılan bir şiir biçimidir. Genellikle aşk, sevgi, doğa, güzellik ve din gibi konuları ele alır. Nazım biçimi olarak, gazel genellikle serbest ölçüde yazılır ve benzersiz bir kafiye şemasına sahiptir. Gazel, bir dize veya beyit ile başlar ve sonraki beyitlerde birkaç kelime, hece veya fikir tekrarlanır. Her beyitin sonunda, bir dizi tekrar eden kelime veya hece kullanılarak bir kafiye oluşturulur.

Gazel’in diğer bir özelliği, “matla” adı verilen ilk beyitidir. Bu beyit, şiirin tamamının özünü veya ana temasını yansıtır ve diğer beyitlerde de yinelenir. Gazel, geleneksel olarak “mısra” adı verilen iki dize veya beyit çifti şeklinde yazılır. Ancak, modern Türk edebiyatında, daha uzun ve farklı bir ölçüde de yazılabilmektedir.

Gazel, Türk edebiyatında Osmanlı döneminde popüler hale geldi ve birçok ünlü şair tarafından kullanıldı. Geleneksel olarak, gazel, divan şiiri adı verilen şiir koleksiyonlarında yer almaktadır. Ancak, modern Türk edebiyatında da kullanılmaya devam etmektedir ve birçok şair tarafından yenilikçi ve yaratıcı bir şekilde yorumlanmaktadır.

Gazel Nazım Biçiminin Özellikleri

  • Gazel, geleneksel Türk edebiyatında kullanılan bir şiir biçimidir.
  • Konuları arasında aşk, sevgi, doğa, güzellik ve din gibi unsurlar bulunur.
  • Genellikle aruz ölçüsüyle yazılırlar.
  • Gazel, bir dize veya beyitle başlar ve sonraki beyitlerde birkaç kelime, hece veya fikir tekrarlanır.
  • Her beyitin sonunda bir kafiye oluşturmak için tekrar eden kelime veya hece kullanılır. aa/ba/ca/da… şeklinde kafiyelenir.
  • Gazel, geleneksel olarak “mısra” adı verilen iki dize veya beyit çifti şeklinde yazılır.
  • Gazel’in ilk beyiti “matla” olarak adlandırılır ve şiirin temel temasını yansıtır. Son beytinde ise şairin adı geçer. Bu beyit “makta” beytidir.
  • Gazel, Osmanlı döneminde popüler hale gelmiş ve birçok ünlü şair tarafından kullanılmıştır.
  • Divan şiiri adı verilen şiir koleksiyonlarında yer almaktadır.
  • Modern Türk edebiyatında da kullanılmaya devam etmektedir ve yenilikçi ve yaratıcı yorumlarla karşımıza çıkar.
  • Gazel, geleneksel Türk edebiyatında kullanılan bir şiir biçimidir. Genellikle aşk, sevgi, doğa, güzellik ve din gibi konuları ele alır. Nazım biçimi olarak, gazel genellikle serbest ölçüde yazılır ve benzersiz bir kafiye şemasına sahiptir. Gazel, bir dize veya beyit ile başlar ve sonraki beyitlerde birkaç kelime, hece veya fikir tekrarlanır. Her beyitin sonunda, bir dizi tekrar eden kelime veya hece kullanılarak bir kafiye oluşturulur.
  • Gazel’in diğer bir özelliği, “matla” adı verilen ilk beyitidir. Bu beyit, şiirin tamamının özünü veya ana temasını yansıtır ve diğer beyitlerde de yinelenir. Gazel, geleneksel olarak “mısra” adı verilen iki dize veya beyit çifti şeklinde yazılır. Ancak, modern Türk edebiyatında, daha uzun ve farklı bir ölçüde de yazılabilmektedir.
  • Gazel, Türk edebiyatında Osmanlı döneminde popüler hale geldi ve birçok ünlü şair tarafından kullanıldı. Geleneksel olarak, gazel, divan şiiri adı verilen şiir koleksiyonlarında yer almaktadır. Ancak, modern Türk edebiyatında da kullanılmaya devam etmektedir ve birçok şair tarafından yenilikçi ve yaratıcı bir şekilde yorumlanmaktadır.
  • Gazel, özgür bir yapıya sahip olmasına rağmen, belirli bir düzeni ve ritmi korur. Bu nedenle, gazel, hem duygu hem de ahenk açısından güçlü bir şiir biçimidir.
  • Gazelde kullanılan tekrarlar, şiirin vurgusunu ve anlamını güçlendirir. Özellikle redifin yinelenmesi, şiirin belirli bir ritim ve kafiye yapısı kazanmasını sağlar.
  • Gazel, özellikle aşk ve sevgi temalarıyla özdeşleştirilir. Şairler, gazelde duygusal bir dil kullanarak, aşkın çeşitli yönlerini ele alabilirler. Bununla birlikte, gazel, diğer konularda da kullanılabilir.
  • Divan şiirinde en ünlü gazel şairleri şunlardır: “Fuzuli, Nabi, Nedim, Baki, Naili”
  • Gazel, Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Şairler, gazel aracılığıyla Türk kültürü ve gelenekleri hakkında da mesajlar verebilirler.
  • Gazel, Türk edebiyatında diğer nazım biçimleriyle birlikte kullanılabilir. Örneğin, bir divan şairi, gazel ve mesnevi gibi farklı nazım biçimlerini aynı kitapta kullanarak eserlerini zenginleştirebilir.
  • Gazel, Türk müziğinde de kullanılan bir nazım biçimidir. Türk sanat müziği eserlerinde, besteciler gazel şiirlerini besteleyerek, Türk müziğinde önemli bir yer edinmişlerdir.
  • Felsefi düşüncelerin dile getirildiği gazellere “hikemi gazel” adı verilir.

2. KASİDE

Kaside, Arap edebiyatında ortaya çıkan, uzun bir şiir türüdür. Genellikle övgü, methiye, aşk, tasavvuf, doğa gibi konuları işler. İlk olarak İslam döneminde kullanılmaya başlanmıştır.

Kasidenin Türk edebiyatına girişi, İslam dininin Türkler tarafından kabul edilmesiyle başlar. İlk Türk kaside örnekleri İslam öncesi Türk edebiyatında kullanılan mani türünden etkilenerek ortaya çıkmıştır. Kaside, daha sonra Divan edebiyatında da sıklıkla kullanılmıştır ve önemli şairler tarafından kaleme alınmıştır.

Kasidenin kullanılış amacı, genellikle övgü ve methiye etmek, bir konuda duyguları ifade etmek ve tasavvufi düşünceleri yansıtmaktır. Ayrıca, bazı kaside örnekleri hiciv, özlem, ayrılık gibi konuları da işleyebilir.

Kasidenin gelişim amacı ise, özellikle İslam dini ve tasavvufi düşüncelerin yayılmasında etkili olmak, Arap kültürünü ve edebiyatını diğer toplumlara tanıtmak ve şiirin bir sanat dalı olarak gelişimini sağlamaktır.

Kaside, Arap edebiyatında öncelikle İslam öncesi dönemde kullanılmış ve İslam diniyle birlikte daha da gelişmiştir. İslam’ın yayılması sırasında, Arap şiirindeki önemli bir tür olarak kabul edildi ve özellikle Medine döneminde Hz. Peygamber’e övgü şiirleri olarak kullanıldı. Daha sonra, Arap edebiyatında bir sanat dalı olarak yerini aldı ve şairler tarafından birçok konuda yazılmaya başlandı.

Türk edebiyatında ise, İslam dininin kabulü sonrasında İslam kültürüne uygun bir şekilde kullanılmaya başlandı. İlk Türk kaside örnekleri, İslam öncesi Türk edebiyatındaki mani türünden etkilenerek ortaya çıkmıştır. İslam dininin kabulünden sonra, Türk şairler de kaside yazmaya başlamış ve bu tür önemli bir yer edinmiştir. Özellikle Divan edebiyatında, şairler kaside türünü sıklıkla kullanmış ve önemli eserler ortaya koymuşlardır.

Kaside, genellikle uzun bir şiir olarak yazılır ve nazım birimi olarak beyit kullanılır. Konuları ise övgü, methiye, aşk, tasavvuf, doğa gibi geniş bir yelpazede olabilir. Kasidenin kullanım amacı, genellikle bir konuda duyguları ifade etmek, övgü ve methiye etmek, tasavvufi düşünceleri yansıtmak, hatta bazen hiciv, özlem, ayrılık gibi konuları işlemek olabilir.

Kasidenin gelişim amacı, Arap kültürünü ve edebiyatını diğer toplumlara tanıtmak, İslam dininin ve tasavvufi düşüncelerin yayılmasında etkili olmak, şiirin bir sanat dalı olarak gelişimini sağlamak ve yeni edebi eserlerin üretilmesine katkıda bulunmaktır.

Kaside Nazım Biçiminin Özellikleri

  • Aruzun farklı kalıplarıyla yazılabilir.
  • İlk beyte “matla“, son beyte “makta“, en güzel beyte “beyt-ül kasid“, şairin adı veya mahlasının geçtiği beyte “taç beyit” denir.
  • Uyak düzeni gazele benzer: “aa / ba / ca / da /ea”
  • Uzun bir şiir türüdür ve genellikle 15/33 ila 99 arasında beyitten oluşur.
  • Beyitlerde genellikle 4-14 arasında hece kullanılır ve kafiyeler aynı kalır.
  • Kaside, genellikle tek bir konuya odaklanır ve bu konuda uzun uzun anlatır. Konuları övgü, methiye, aşk, tasavvuf, doğa gibi geniş bir yelpazede olabilir.
  • Dini ve tasavvufi motifler sıkça kullanılır.
  • Kaside, genellikle bir giriş bölümü (na’t), bir özlem ve hasret bölümü (wasf), bir konu bölümü (maqama), bir öğüt bölümü (ta’lîm), bir sonuç bölümü (hulasa) ve bir kapanış bölümü (hüsn-i hatime) olarak bölümlendirilir.
  • Dil, genellikle ağır ve süslüdür. Arapça ve Farsça kelimeler sıkça kullanılır.
  • Kasidenin önemli bir özelliği, bölümleri arasında uyumlu bir geçiş sağlamak için kullanılan ‘terkib-i bend’ adı verilen bir tekniktir. Bu teknikte, bir beytin son sözleri, bir sonraki beyitin ilk sözleriyle kafiyelenir.
  • Kaside, Divan edebiyatında sıklıkla kullanılan bir nazım biçimidir ve önemli şairler tarafından kaleme alınmıştır.
  • Kaside, genellikle bir divanın başında yer alır ve geniş bir dinleyici kitlesine hitap eder.
  • Beyitlerin tamamının aynı ölçü ve kafiyede olması, kasideye bir ritmik özellik kazandırır ve okuyucunun akılda kalmasını kolaylaştırır.
  • Kaside, şiirin bir sanat dalı olarak gelişmesine katkıda bulunmuş ve Divan edebiyatı geleneğinin devam etmesinde etkili olmuştur.
  • Kaside, Arap edebiyatında ve Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Özellikle Divan edebiyatında yazılan kaside örnekleri, edebiyat tarihinde önemli eserler olarak kabul edilir.
  • Kaside, genellikle bir şairin üslubunu, kelime dağarcığını, sanatını ve estetiğini yansıtır. Bu nedenle, şairler arasında kaside yazmak, bir nevi sanatın zirvesi olarak kabul edilir.
  • Kaside, Türk edebiyatında, özellikle Osmanlı döneminde, devlet adamları, padişahlar ve seçkin kişiler tarafından yazılmıştır. Bu nedenle, kaside örnekleri, bir tarihî kaynak olarak da önemlidir.
  • Kaside, günümüzde de Türk edebiyatında ve diğer dillerdeki edebiyatlarda kullanılmaktadır.
  • En ünlü kaside şairleri şunlardır: “Nefi, Nedim, Fuzuli, Baki…”

Kaside, geleneksel Türk şiirinin önemli formlarından biridir ve genellikle belirli bir konu veya kişi için yazılır.

Klasik kaside bölümleri

  1. Nesib: Bu bölümde kasideyle ilgisi olmayan tasvirler yapılır (yaz, taş, saray, bahar, bahçe…).
  2. Girizgâh: Asıl konuya giriş bölümüdür. Bir veya birkaç beyitten oluşur.
  3. Tevhid: Allah’ın birliği ve kudreti hakkında yazılan bölümdür.
  4. Naat: Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) övülür.
  5. Hüsn-i Ta’lil: Şairin şiirini yazma sebebi açıklanır.
  6. Redif: Her beytin sonunda tekrarlanan kelime veya kelime grubudur.
  7. Mesnevi: Şairin övdüğü kişi veya konu hakkında anlatılan hikaye veya öykü bölümüdür.
  8. Beyitler: Şairin övdüğü kişi veya konu hakkında yazılan beyitler bölümüdür.
  9. Kıta: Şairin farklı bir konuya geçmesini sağlayan bölümdür.
  10. Dua: Bu bölümde kasidenin sunulduğu kişiye sağlık ve zenginlik dilenir.

Not: Bazı kaside yazarları, farklı bölümler ekleyebilir veya bazı bölümleri atlayabilir. Bu nedenle yukarıdaki liste, sadece klasik kaside özelliklerini yansıtmaktadır.

KONULARINA GÖRE KASİDELER

  1. Tevhid: Allah’ın birliğini, varlığını anlatan kasidelerdir. Genellikle dinî bir içerik taşırlar ve Allah’ın kudreti, merhameti, adaleti gibi özelliklerini övücü beyitler içerirler.
  2. Münacaat: Allah’a yakarışı dile getiren kasidelerdir. Şairin Allah’a yönelik yakarışları, dilekleri, duaları beyitlerle işlenir. Bu tür kaside genellikle manevi bir içerik taşır.
  3. Naat: Peygamberi öven kasidelerdir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in güzel ahlakı, yüce karakteri, peygamberlik özellikleri gibi övgü konularını içerirler.
  4. Medhiye: Devrin önde gelen kişilerini; din ve devlet adamlarını öven kasidelerdir. Medhiye kasideleri, övülen kişinin güzel ahlakı, hizmetleri, yetenekleri gibi konulara odaklanır.
  5. Hicviye: Devrin yöneticilerini yermek için yazılan kasidelerdir. Hicviye kasideleri, hiciv unsurları içerir ve halkın acılarını, sıkıntılarını, zulmü ele alır.
  6. Mersiye: Önemli birinin ölümünden duyulan acıyı dile getiren kasidelerdir. Mersiye kasideleri, ünlü bir kişinin ölümünün ardından yazılan şiirlerdir ve genellikle matem havası taşırlar.
  7. Cülûsiyye: Padişahın tahta oturması münasebetiyle yazılan kasidelerdir. Cülûsiyye kasideleri, padişahın güçlü ve kudretli özelliklerini övmek, onun yüceliğini anlatmak amacıyla yazılır.
  8. Sûriyye: Düğün ya da sünnet gibi şenlikleri ele alan kasidelerdir. Sûriyye kasideleri, düğün, nişan, sünnet gibi özel günlerde okunmak üzere yazılan şiirlerdir ve genellikle sevinçli, coşkulu bir havası vardır.
  9. Bahariye: Bahar tasvirleri ile dolu nesib bölümlerine sahip kasidelerdir. Baharın güzellikleri, doğanın canlanması, çiçeklerin açması gibi baharın özelliklerine yer verilir. Şiirlerde baharın canlılığı, umut ve yenilenme hissi vurgulanır.
  10. Şitâiyye: Kış tasvirleri ile dolu nesib bölümlerine sahip kasidelerdir. Şiirlerde kar, buz, don, fırtına gibi kışın özelliklerine yer verilir. Bu kasideler genellikle karanlık, soğuk, zorlu bir mevsimde insanın dayanıklılığı, sabrı ve fedakarlığına vurgu yapar.
  11. Sayfiyye: Yaz tasvirleri ile dolu nesib bölümlerine sahip kasidelerdir. Şiirlerde güneşin sıcaklığı, denizin kıyısında gezinti, güzel manzaralar gibi yazın özelliklerine yer verilir. Bu kasidelerde coşku, sevinç ve hayat dolu bir hava hissedilir.
  12. Rahşiyye: At tasvirleri ile dolu nesib bölümlerine sahip kasidelerdir. Şiirlerde atların hızı, gücü, görkemi gibi özelliklerine yer verilir. Bu kasidelerde cesaret, güç, özgürlük ve hareketlilik gibi temalar işlenir.
  13. Iydiyye: Bayram tasvirleri ile dolu nesib bölümlerine sahip kasidelerdir. Şiirlerde bayramın coşkusu, sevinci, birlik ve beraberlik hissi vurgulanır. Bu kasideler genellikle zafer, güç, bereket ve sevinç gibi konulara odaklanır.

3. MÜSTEZAT NAZIM BİÇİMİNİN ÖZELLİKLERİ

  • Müstezat, Divan edebiyatında kullanılan bir nazım biçimidir ve gazel ve kaside türündeki şiirlere uygulanır. Müstezat nazım biçiminin özellikleri şu şekildedir:
  • Beyit sayısı: Müstezat, gazel ve kaside türündeki şiirlerde kullanılan 5 ila 15 beyit arasında değişen bir nazım biçimidir.
  • Kafiye düzeni: Müstezat, kafiye düzeni olarak “aa,ba,ca,da,ea” şeklinde düzenlenir. İlk beyit kendi içinde kafiyeli olup, diğer beyitlerde ise sadece ikinci dize kafiyeli olarak devam eder.
  • Redif: Müstezat nazım biçiminde redif kullanımı yaygındır. Redif, aynı sözcüğün veya sözcük grubunun beyitlerin sonunda tekrar edilmesidir.
  • Matla ve makta: Matla, bir gazel veya kaside türündeki şiirin ilk beyitidir ve müstezat nazım biçiminde Artmış, çoğalmış demektir. Gazelin her dizesine, kullanılan ölçüye uymak koşuluyla bir kısa dize eklenerek oluşturulan nazım biçimidir.
  • Kısa dizelere “ziyade” adı verilir. Kısa ve uzun dizeler arasında anlam ilişkisi vardır. Uzun dizeler kendi aralarında, kısa dizeler de kendi aralarında uyaklanır.

4. Kıt’a Nazım Biçiminin Özellikleri

Kıt’a nazım şekli, Divan edebiyatında kullanılan bir nazım biçimi olup genellikle kısa ve bağımsız parçalar halinde yazılır. Kıt’a nazım şeklinin özellikleri şunlardır:

  • Anlam: Kıt’a, parça veya bölüm anlamına gelir ve genellikle tek bir düşünceyi ifade etmek için kullanılır.
  • Aruz ölçüsü: Kıt’a nazım şeklinde aruzun her kalıbıyla yazılabilir. Bu özgürlük sayesinde şairler, kıt’alarını istedikleri ölçü ve kalıpla yazabilirler.
  • Beyit sayısı: Kıt’a nazım şekli, en az 2, en fazla 12 beyitten oluşur. Dört beyitten fazla olan kıt’alar “kıta-ı kebire” olarak adlandırılır.
  • Uyak düzeni: Kıt’a nazım şeklinde uyak düzeni “xa/xa/xa/xa…” şeklindedir. Bu düzenle beyitlerin sadece ikinci dizeleri birbiriyle kafiyelidir.

 

5. MESNEVİ

Mesnevi nazım biçimi, İslam edebiyatının gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. İslamiyet öncesi dönemlerde Arap şiiri serbest ölçülüydü, ancak İslam dininin etkisiyle şiir değişim geçirdi ve aruz ölçüsüne dayalı yeni nazım biçimleri ortaya çıktı.

Mesnevi nazım biçimi, ilk olarak İranlı şairler tarafından kullanılmıştır. İranlı şairler, mesneviyi genellikle tasavvufi konuları işlemek için kullanırlardı. Mesnevi, kısa beyitlerden oluşan gazellere göre daha uzun bir yapıya sahip olduğu için, şairlere bir hikâye ya da konunun daha detaylı bir şekilde anlatılması için fırsat veriyordu.

Mesnevi, daha sonra Türk edebiyatında da popüler hale geldi. İlk Türkçe mesnevi, Yusuf Has Hacip’in 11. yüzyılda yazdığı Kutadgu Bilig adlı eserdir. Kutadgu Bilig, Türk edebiyatının en eski ve önemli eserlerinden biridir ve aynı zamanda aruzun kullanıldığı ilk Türkçe eserdir.

Divan edebiyatında ise mesnevi, önemli bir yer edinmiştir. Birçok ünlü şair, mesnevi yazmıştır. Özellikle 14. yüzyılda yaşamış olan Mevlana Celaleddin Rumi’nin “Mesnevi” adlı eseri, Divan edebiyatında mesnevinin en önemli örneklerinden biridir. Mevlana’nın Mesnevi’si, tasavvufi bir içeriğe sahip olup, İslamiyet’in öğretilerini ve Mevlana’nın felsefesini yansıtır.

Mesnevi, Türk edebiyatında 19. yüzyıla kadar popülerliğini korudu ve birçok ünlü şair tarafından kullanıldı. Sonraki dönemlerde ise mesnevi, yerini divan şiirinin diğer nazım biçimlerine bıraktı. Ancak günümüzde de mesnevi yazan şairler bulunmaktadır ve mesnevi, Türk edebiyatının önemli bir nazım biçimi olarak anılmaktadır. Son olarak Şeyh Galip tarafından yazılan Hüsn ü Aşk son büyük mesnevi örneği olarak kabul edilir.

Mesnevini Nazım Biçiminin Özellikleri

  • Her beyit kendi arasında uyaklıdır. Uyak düzeni genellikle “aa / bb / cc / dd /…” şeklindedir.
  • Divan edebiyatının en uzun nazım biçimidir. Mesnevi, birkaç yüz ila binlerce beyit arasında değişen uzunluklarda olabilir.
  • Aruzun kısa kalıpları kullanılır. Bu kalıplar, mesneviyi okuyanların ritmi takip etmesini kolaylaştırır.
  • Aşk, tasavvuf, kahramanlık, savaş gibi konular işlenir. Mesnevi genellikle bir hikâye ya da destan şeklinde yazılır ve ana konusu bu konuların bir ya da birkaçını içerir.
  • Beyitler arasında anlamca bir bütünlük vardır. Mesnevi, birkaç ayrı bölümden oluşur ve bu bölümler birbirleriyle içerik olarak bağlantılıdır.
  • Mesnevi, hikâye ya da romanın işlevini görür. Eserde anlatılan hikâye, karakterler ve olay örgüsü, bir roman ya da hikâye gibi ele alınır.
  • Bir şairin beş mesneviden oluşan eserler bütününe “hamse” Mesnevi, genellikle bir tek şiir olarak yazılmaz ve bir şairin mesnevileri bir arada ele alınır.
  • Edebiyatımızda ilk mesnevi Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig“ adlı eseridir. Bu eser, aruzun kullanıldığı ilk eserdir ve mesnevinin Divan edebiyatında gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
  • Mesnevi, genellikle bir olayın anlatıldığı şiir şeklinde yazılmış hikâyelerdir. Mesnevi, genellikle bir öğüt ya da ders verme amacı taşır. Bugünkü romanın ve hikâyenin karşılığıdır.
  • Mesnevi, birkaç ila yüzlerce bölümden oluşabilir. Her bölüm genellikle birkaç beyitten oluşur.
  • Mesnevi, hem kafiye hem de redif kullanır. Kafiye, iki ya da daha fazla kelimenin sonundaki benzerliktir. Redif ise, bir beyitteki son kelimenin bir sonraki beyitte tekrarlanmasıdır.
  • Mesnevi, şairin kişisel düşüncelerini ve felsefesini yansıtır. Eserdeki konular genellikle şairin hayat görüşüne ve dünya görüşüne bağlıdır.
  • Mesnevi, tasavvufi konuları da işleyebilir. Şiir, İslami düşünce ve öğretileri açıklamak ve anlamak için sıklıkla kullanılan bir araçtır.
  • Mesnevi, uzun ve ayrıntılı bir anlatım gerektirdiğinden, yüksek seviyede dil ve edebi beceri gerektirir.
  • Mesnevi, aynı zamanda bir dinleme pratiği olarak da kullanılabilir. Şair, mesneviyi anlatırken dinleyicilerin dikkatini çekmek ve etkilemek için farklı teknikler kullanabilir.

Türk edebiyatının önemli mesnevileri şunlardır:

  • Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacip)
  • İskendername (Ahmedi)
  • Vesilet-ün Necat (Süleyman Çelebi)
  • Harnâme (Şeyhi)
  • Leyla vü Mecnun (Fuzuli)
  • Hüsrev-ü Şirin (Şeyhi)
  • Hüsn-ü Aşk (Şeyh Galip)
  • Mantık-ut Tayr (Gülşehri)
  • Hayriyye (Nabi)
  • Tuhfe-i Hattatin (Lamiî Çelebi)
  • Mesnevi-i Manevi (Mevlana Celaleddin Rumi)