Orhan Gazi döneminde doğan Süleyman Çelebi hakkında bilgiler kısıtlıdır. Bazı kaynaklarda, Osmanlı Sultanı I. Murat’ın veziri Ahmed Paşa’nın oğlu ve Şeyh Mahmûd Efendi’nin torunu olarak geçer. Dedesi Mahmûd Bey, Şeyh Edebali’nin torunu olup, 1338 yılında Süleymân Paşa liderliğinde Rumeli’ye göç edenler arasındaydı. Süleyman Çelebi’nin doğum tarihinin 1346-1351 arasında olduğu ve 1422 yılında hayatını kaybettiği tahmin edilmektedir.

Süleyman Çelebi’nin Bursa’da geçen gençlik yıllarında iyi bir eğitim aldığı düşünülür. O dönemde, Çelebi unvanı âlimlere ve Mevlevi tarikatının önde gelen isimlerine verilirdi. Ancak, Süleyman Çelebi’nin Mevlevi olup olmadığına dair kesin bir bilgi mevcut değildir. Bilgili duruşu sayesinde Yıldırım Bayezid’in dikkatini çeken Süleyman Çelebi, 1399 yılında tamamlanan Ulu Cami’ye imam olarak atandı. Ünlü eseri Vesiletü’n Necat’ı bu görevi sırasında yaşadığı bir olay temel alarak kaleme aldığı düşünülür.

Bir efsaneye göre, Süleyman Çelebi, Hz. Muhammed’in diğer peygamberlerle arasında önemli bir fark bulunmadığını savunan İranlı bir vaizle girdiği tartışma sonucunda, Hz. Muhammed’in diğer peygamberlerden üstün olduğunu belirtmek için mevlidini yazmaya karar verir. Süleyman Çelebi, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan Fetret Devri adını alan kargaşa döneminde, batıni görüşler ve ehl-i sünnet arasındaki anlaşmazlıkta ehl-i sünnetin tarafını tutar. Bu sebeple, mevlidin yazılmasının bir diğer amacının ehl-i sünnet taraftarlarını güçlendirmek olduğu düşünülür. Eserini 1409 yılında, yaklaşık 60 yaşında tamamlar. Süleyman Çelebi, eserini yazarken Âşık Paşa’nın “Garibnâme”si, Erzurumlu Darîr’in “Siyerü’n Nebsi, Eb’ul Hasan Bekrî’nin “Siyer”‘i ve Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin “Füsûs”‘u gibi kaynaklardan yararlanır. 1422’de vefat ettiği düşünülen Süleyman Çelebi’nin kabri, Bursa’nın Çekirge yolu üzerinde bulunmaktadır.

Süleyman Çelebi’nin Hayatı ve “Vesiletün Necat”ın Yazılışı

Ünlü Türk şair Süleyman Çelebi, “Vesiletün Necat” adlı mesnevi ile tanınır ve bu eser halk arasında “Mevlid” olarak bilinir. Bursa’da dünyaya gelen Süleyman Çelebi’nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, eserini 60 yaşında yazdığı ve 1409 yılında tamamladığı bilinmektedir. 1422 yılında vefat ettiğine göre, doğum tarihi tahmini olarak 1351 olarak kabul edilir.

Süleyman Çelebi, Osmanlı Sultanı I. Murat’ın vezirlerinden Ahmed Paşa’nın oğlu ve Şeyh Mahmûd Efendi’nin torunu olarak bilinir. 1338 yılında Rumeli’ye geçenler arasında yer alan Mahmûd Bey, Süleyman Çelebi’nin dedesidir.

Bursa’da döneminin önde gelen bilginlerinden eğitim alan Süleyman Çelebi, büyük bir âlim olarak Sultan Yıldırım Bayezid döneminde Divan-ı Humayun imamı ve Bursa’da inşa edilen caminin imamı olarak görev yapmıştır. Süleyman Çelebi’nin tek bilinen eseri “Vesiletün Necat” olsa da, bu kadar ustalıkla yazılmış bir eserin yazarının başka eserler yazmamış olması düşünülemez. Timur’un ordusunun Bursa’ya girdiği sırada yakılan ve yıkılan eserler arasında Süleyman Çelebi’nin diğer eserleri de kaybolmuş olabilir.

Süleyman Çelebi’nin geniş bilgi birikimi ve iyi eğitimi, Mevlid adlı eserinde tasavvufî terimlerin kullanılmasından da anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber’e duyduğu hayranlık ve aşk, Süleyman Çelebi’yi manzum bir eser yazmaya sevk etmiştir. Bu eser “Mevlid” adıyla bilinen ve altı yüz yıldır İslam dünyasında doğum, ölüm, bayram ve diğer dini günlerde okunan lirik bir yapıttır. Günümüzde okunan Mevlid’in, Süleyman Çelebi’nin yazdığı orijinal metinle tamamen aynı olduğunu söylemek zordur. Zaman içinde bazı kelimeler ve mısralar değiştirilmiş, Türk halkının duygu ve düşünce yapısına göre yeniden şekillendirilmiştir. Mevlid’in bazı bölümleri realist bir üslupla yazılırken, bazı bölümlerinde ise sürrealist bir üslup kullanılmıştır.

Süleyman Çelebi’nin başarısı, pek çok şairin onun izinden giderek kendi Mevlid’lerini yazmalarına ilham vermesine rağmen hiçbirinin onun eriştiği düzeye ulaşamamış olmasıdır. Çünkü Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i “Sehl-i Mümteni” adı verilen zor bir sanat örneğidir ve taklit etmesi oldukça güçtür. Bu nedenle diğer şairlerin yazdığı Mevlid’ler halk tarafından kabul görmemiştir.

Süleyman Çelebi, 1422’de Bursa’da vefat etti ve mezarı Bursa’nın Çekirge yolunda bulunmaktadır. Mevlid’i, Rumca, Bulgarca, Sırpça ve Arapçaya çevrilmiş ve bu dilleri konuşan Müslümanlar arasında dini günlerde, bayramlarda, ölüm ve doğum vesilesiyle okunmaya devam etmiştir. Süleyman Çelebi, 15. yüzyıl Osmanlı şairleri arasında en büyüklerinden biri olarak kabul edilir.

Süleyman Çelebi’nin Sanat Anlayışı

  1. Lirik ve duygusal bir üslup: Süleyman Çelebi’nin eserleri, özellikle Mevlid, duygu yüklü ve lirik bir üslupla yazılmıştır. Bu nedenle eserlerinde duygulara hitap eden ifadeler ve tasvirler sıklıkla kullanılır.
  2. Tasavvufî unsurlar: Eserlerinde tasavvufî terimler ve kavramlar kullanarak mistik bir boyut kazandırmıştır. Bu sayede dini ve mistik unsurları harmanlayarak zengin bir içerik sunmuştur.
  3. Sürrealist ve realist üslup: Süleyman Çelebi’nin Mevlid’inde hem realist hem de sürrealist anlatım özellikleri görülür. Böylece eserlerinde farklı anlatım biçimlerini ustalıkla kullanmıştır.
  4. Sehl-i Mümteni sanatı: Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i, kolay gibi görünen ancak taklidi son derece güç olan bir sanat örneği olan “Sehl-i Mümteni” adı verilen zor bir sanat anlayışıyla yazılmıştır.
  5. Halkın duygu ve düşünce yapısına hitap etme: Eserlerinde halkın duygu ve düşünce yapısına uygun ifadeler ve anlatım biçimleri kullanarak geniş kitlelerin kabulünü kazanmıştır.
  6. İslami değerlerin ön planda tutulması: Süleyman Çelebi’nin eserlerinde İslami değerler ve inançlar ön planda tutulmuştur. Bu sayede dini ve ahlaki öğelerle zenginleştirilmiş bir içerik sunulmuştur.
  7. Dilin ve nazımın ustalıkla kullanılması: Süleyman Çelebi, dil ve nazım becerisini ustalıkla kullanarak akıcı, etkileyici ve güçlü bir anlatım ortaya koymuştur.
  8. Edebiyat ve kültür mirasına katkıda bulunma: Süleyman Çelebi’nin eserleri, dönemin edebiyat ve kültür mirasına büyük katkılar sağlamıştır. Özellikle Mevlid, Türk edebiyatının önemli bir yapı taşı olarak kabul edilir.

Süleyman Çelebi “Vesiletün Necat”

Süleyman Çelebi’nin “Vesiletün Necat” adlı eseri, daha yaygın olarak “Mevlid” olarak bilinir ve Hz. Muhammed’in (S.A.V.) doğumunu, hayatını ve İslam’ın yayılışını anlatan manzum bir yapıttır. Eserde şu ana başlıklar altında konular işlenmiştir:

  1. Kâinatın Yaratılışı: Mevlid’in başlangıcında kâinatın ve insanın yaratılışı anlatılır. İlk insan ve peygamber olan Hz. Âdem’in yaratılışı, meleklerin secde etmesi ve şeytanın isyanı gibi konular ele alınır.
  2. Muhammed’in Soy Ağacı: Mevlid, Hz. Muhammed’in soy ağacını ve atası olan Hz. İbrahim’in soyundan gelmesini anlatarak devam eder.
  3. Muhammed’in Doğumu: Hz. Muhammed’in dünyaya gelişi ve doğumunun müjdelendiği mucizeler, bu bölümde işlenen temel konulardır.
  4. Muhammed’in Çocukluğu ve Gençliği: Hz. Muhammed’in çocukluk ve gençlik dönemine dair önemli olaylar, bu bölümde anlatılır. Süt annesi Halime Hatun ve yetişmesinde büyük etkisi olan dedesi Abdulmuttalib’in rolü üzerinde durulur.
  5. Peygamberlik Görevi: Muhammed’in 40 yaşında peygamberlik görevine başlaması, vahiy alması ve İslam’ı tebliğ etme süreci bu bölümde işlenir.
  6. Mekke Dönemi: Mevlid, Hz. Muhammed’in Mekke dönemini, karşılaştığı zorlukları ve İslam’ın yayılışını anlatarak devam eder.
  7. Hicret: Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicret etmesi, bu bölümde ele alınan önemli olaylardan biridir.
  8. Medine Dönemi: Muhammed’in Medine dönemi, Mevlid’de ayrıntılı olarak anlatılır. Bu dönemde gerçekleşen önemli savaşlar, İslam devletinin kurulması ve sosyal düzenin oluşması gibi konular ele alınır.
  9. Miraç: Muhammed’in miraç kıssası, Mevlid’de anlatılan önemli olaylardan biridir. Bu bölümde, Hz. Muhammed’in göğe yükselerek Allah ile görüştüğü ve namazın farz kılındığı anlatılır.
  10. Peygamberler ve Sahabeler: Mevlid’de, Hz. Muhammed ile diğer peygamberler arasındaki ilişkiler ve önemli sahabelerin hikâyeleri de anlatılır. Bu bölümde, sahabelerin fedakarlıkları ve onların İslam’ın yayılmasında oynadıkları roller vurgulanır.
  11. Ahlaki Öğütler ve İslam’ın Esasları: Mevlid’de Hz. Muhammed’in insanlara verdiği ahlaki öğütler ve İslam’ın temel esasları üzerinde durulur. Namaz, oruç, zekât ve hac gibi İslam’ın beş temel şartı ele alınır.
  12. Muhammed’in Vefatı: Mevlid, Hz. Muhammed’in vefatı ve son günlerine dair anlatımlarla sona erer. Bu bölümde, Hz. Muhammed’in vefatından önce son öğütleri ve sonrasında sahabelerin yaşadığı üzüntü ele alınır.
  13. Süleyman Çelebi’nin “Vesiletün Necat” adlı eseri, hem anlatımı hem de lirik diliyle Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Osmanlı döneminden bugüne kadar İslam dünyasında büyük bir saygıyla kabul gören bu eser, özellikle Mevlid Kandili ve diğer dini günlerde okunan bir yapıt olarak bilinir.

Süleyman Çelebi’nin Türk Edebiyatına Etkisi

  1. Türkçenin Gücü: Süleyman Çelebi, Mevlid eseriyle Türk diline büyük bir güzellik ve estetik değer katmıştır. Bu eser, dilin zenginliğini ve gücünü gösteren başlıca örneklerden biridir.
  2. Dinî Edebiyat: Mevlid, Türk edebiyatında dinî temaların işlendiği önemli eserlerden biridir. Süleyman Çelebi, bu eserle dinî edebiyata önemli bir katkı sağlamıştır.
  3. İslam Kültürünün Yansıması: Mevlid, İslam kültürünün Türk edebiyatındaki yansımalarından biridir. Süleyman Çelebi, bu eserle İslam’ın temel değerlerini, inançlarını ve ahlaki öğütlerini Türkçe bir dille anlatarak, İslam kültürünün Türk edebiyatındaki izlerini güçlendirmiştir.
  4. Edebiyat ve İnanç İlişkisi: Süleyman Çelebi’nin Mevlid eseri, Türk edebiyatında inanç ve edebiyatın nasıl iç içe geçebileceğinin güzel bir örneğidir. Bu eser, dinî duyguların edebi bir dille ifade edilmesi açısından önemlidir.
  5. Türk Edebiyatında İlk Mevlid: Süleyman Çelebi, Türk edebiyatında Mevlid türünün öncüsü olarak kabul edilir. “Vesiletün Necat” adlı eseri, Türk edebiyatındaki ilk Mevlid örneği olup, bu türün gelişimine öncülük etmiştir.
  6. Lirik Şiir: Süleyman Çelebi, lirik bir anlatıma sahip olan Mevlid’iyle, dini konuları işleyen lirik şiirin önemli temsilcilerinden biri haline gelmiştir. Bu anlamda, dini konuların işlendiği lirik şiirin Türk edebiyatındaki gelişimine katkıda bulunmuştur.
  7. Tasavvuf Etkisi: Mevlid eserinde tasavvufi unsurlar ve terimler kullanılmıştır. Bu sayede, tasavvufun Türk edebiyatındaki etkisi ve önemi vurgulanmıştır. Süleyman Çelebi’nin bu eseri, tasavvufun Türk edebiyatına kazandırdığı değerleri öne çıkaran önemli bir örnek olarak kabul edilir.
  8. Manzum Eserlerin Önemi: Süleyman Çelebi’nin Mevlid adlı eseri, Türk edebiyatındaki manzum eserlerin değerini ve önemini gösterir. Eser, sözlü ve yazılı edebiyat geleneğinde manzum eserlerin gücünü ve etkileyiciliğini yansıtır.
  9. Sürrealist ve Gerçekçi Üslup: Süleyman Çelebi, Mevlid’de hem gerçekçi hem de sürrealist bir üslup kullanmıştır. Bu sayede, eser, duyguları ve tasavvufi düşünceleri daha etkili bir şekilde aktarabilmiştir.
  10. Edebiyat ve Halk İlişkisi: Mevlid, halk arasında büyük bir sevgi ve saygıyla okunan ve kabul gören bir eser olmuştur. Bu durum, Türk edebiyatında eserlerin halkın beğenisine ve değer yargılarına uygun bir şekilde yazılmasının önemini gösterir.
  11. Taklit Edilemez Sanat: Süleyman Çelebi’nin Mevlid eseri, “Sehl-i Mümteni” olarak adlandırılan taklit edilemez bir sanat örneğidir. Bu nedenle, eser, Türk edebiyatında benzersiz ve özgün bir yere sahiptir.
  12. Çeviri ve Kültürlerarası Etkileşim: Mevlid, Rumca, Bulgarca, Sırpça ve Arapça gibi dillere çevrilmiş ve bu dilleri konuşan Müslümanlar arasında büyük bir ilgi görmüştür. Bu durum, Türk edebiyatının diğer kültürlerle etkileşiminin önemini gösterir.