Yenişehirli Avni Bey’in Hayatı

Yenişehirli Avni Bey, tahminen 1826-1827 yıllarında bugünkü Yunanistan sınırları içinde bulunan Yenişehir (Larisse) bölgesinde doğdu. Babası Sıdkı Ebûbekir Paşa, bazı kethüdâlık görevlerinde bulunmuş bir kişiydi. Avni Bey’in eğitim aldığı okullar ve bölgeler hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Ancak, babasının kethüdâlık yaptığı dönemde şair Abdurrahman Sâmi Paşa’dan faydalandığı ve onunla 12 yıl kadar birlikte olduğu bilinmektedir.

1854’te Sâmi Paşa’nın Vidin valiliğine atanmasıyla, Avni Bey de kâtiplik görevini üstlenir. 1855 yılında İstanbul’a giderek Beşiktaş Mevlevîhânesi postnişini Nazif Dede’nin kızı Emine Hanım’la evlenir. İlk eşi Emine Hanım, evlilikten 9 yıl sonra vefat eder ve Avni Bey 16 yıl sonra yeniden evlenir.

1859’da, Avni Bey Mustafa Nûri Paşa’nın Bağdat valiliği ve Irak müşirliğine atanmasıyla divan kâtibi olarak onunla birlikte Bağdat’a gider. Dönüş tarihi bilinmemekle birlikte, İstanbul’da Suphi Paşa’nın kurduğu Tahrîr-i Emlâk İdaresi’nde ve İstanbul Şehremaneti’nde görev yapar. Hayatının son dönemlerinde Üsküdar Bidâyet Mahkemesi’nde âza olarak çalışır. 7 Ekim 1883’te vefat eden Avni Bey, vasiyeti üzerine Eyüp’teki Bahâriye Dergâhı semâhânesindeki ilk eşinin mezarının yanına defnedilir.

Avni Bey, kekeme bir şairdi ve divanında bu durumu belirten şiirler bulunmaktadır. Arapça, Farsça ve Rumca dillerine ek olarak biraz Fransızca da bilen Avni Bey, Fars dili ve edebiyatına derin bir ilgi duymuş ve büyük Fars şairlerinin eserlerinden çok sayıda beyit ezberlemiştir. Türk şairlerinden de Fuzûlî, Fehîm, Nef‘î, Nedîm ve Şeyh Galib gibi isimleri sıkça okumuştur.

Mevlevî tarikatına ilgi duyan Avni Bey’in tasavvuf düşüncesi ve vahdet-i vücûd görüşü şiirlerinde önemli bir yer tutar. Kayınpederinin etkisiyle bazı şiirlerinde Alevîlik neşvesi görülmekle birlikte, Avni Bey’in her haliyle bir peygamber âşığı olduğu bilinmektedir.

Yenişehirli Avni Bey, kekeme bir şairdi ve divanında bu durumu işaret eden şiirler bulunmaktaydı. Encümen-i Şuarâ toplantılarında saygı gören Avni Bey, Arapça, Farsça, Rumca ve biraz da Fransızca bilmekteydi. Fars edebiyatına büyük bir ilgi duyan Avni Bey, önemli Fars şairlerinin divanlarından çok sayıda beyit ezberlemişti. Türk şairlerinden ise Fuzûlî, Fehîm, Nef‘î, Nedîm ve Şeyh Galib’i sıkça okumuştur.

Mevlevî tarikatına ilgi duyan Avni Bey, kayınpederi Nazif Dede ile tanıştıktan önce bu tarikata dâhil olmuş olabilir. Yakın dostları, Avni Bey’in Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr’i sıkça okuduğunu belirtirler. Şiirlerinde tasavvuf düşüncesi ve vahdet-i vücûd görüşü önemli bir yer tutar. Kayınpederinin etkisiyle, bazı şiirlerinde Ehl-i beyt sevgisinin ötesinde Alevîlik neşvesi görülse de, Avni Bey her haliyle bir peygamber âşığıdır.

Divanında, nazım şekillerinin hemen hemen hepsi mevcuttur. Kaside alanında Nef’î’nin izinden giden Avni Bey, na‘tlarında ve Hz. Ali ile Mevlânâ‘yı övdüğü kasidelerinde Nef’î’ye yaklaşan, hatta bazen onu aşan bir şair olarak kabul edilir. Gazelleri, Galib‘i anımsatan fikrî derinlik, Nâbî‘yi hatırlatan hikmetli sözler ve Fuzûlî’nin lirizmine sahiptir. Bununla birlikte, Avni Bey orijinal bir şair olarak değerlendirilmelidir.

Doğuştan şair olan Avni Bey, okuduğu eserleri iyi anladığı ve tasavvuf sisteminin bütün inceliklerine vâkıf olduğu açıkça görülür. Avni Bey’in şiirlerinde tasavvuf deyimleri, diğer şairlerin aksine, şiirin iç ve dış âhengini sağlayan estetik unsurlar olarak işlenmiştir. Tüm bu özellikler, Avni Bey’i son divan şairi olarak nitelendiren niteliklerdir.

Yenişehirli Avni Bey “Divan”ı

  • Yenişehirli Avni Bey’in Divanı, 1888 damadı Şevki Bey tarafından bastırılmıştır.
  • İlk baskıda birçok yanlışlık ve eksiklik bulunmaktadır.
  • Veled Çelebi tarafından tertip edilen tam nüsha, şu anda İl Halk Kütüphanesi Uzluk Bölümü’nde bulunan Konya Mevlânâ Enstitüsü yazmasıdır.
  • Bu nüshanın sonunda, Avni Bey’in Farsça şiirlerinden oluşan bir divançe de yer almaktadır.
  • Suud Yavsî, bu nüshadan bir kopya çıkartmış ve oğlu Celâl Yavsî’nin elinde bulunan bu kopya, önemli bir kaynak olarak değerlendirilmektedir.

Yenişehirli Avni Bey “Divan”ının İçeriği

  • Kaside: Divan’da önemli bir yer tutan kaside bölümünde, şair özellikle Nef’î’nin etkisinde kalmıştır. Na’tlar ve Hz. Ali ile Mevlânâ’yı öven kasideler bu bölümde yer alır.
  • Gazel: Fikirsel derinlik, hikmetli sözler ve lirik özellikler taşıyan gazeller Avni Bey’in Divan’ında önemli bir yere sahiptir. Bu gazellerde Galib, Nâbî ve Fuzûlî’nin etkileri görülür.
  • Şiirlerde Tasavvuf: Avni Bey’in şiirlerinde tasavvuf düşüncesi ve özellikle vahdet-i vücûd görüşü hâkimdir. Şiirlerde Mevlevî tarikatına ait imgeler ve kavramlar da sıklıkla kullanılır.
  • Alevîlik Neşvesi: Bazı şiirlerde, Ehl-i Beyt sevgisinin ötesinde Alevîlik neşvesi görülür. Kayınpederinin Bâtınî-Alevî etkisinde kalmış olması bu durumu açıklar.
  • Dil ve Üslup: Avni Bey’in Divan’ında Arapça, Farsça ve Rumcadan alıntılar ve deyimler kullanılmıştır. Aynı zamanda Fransızcadan da etkilenmiş olduğu görülür.
  • Farsça Şiirler: Divan’ın sonunda yer alan Farsça şiirlerden oluşan bir divançe bölümü bulunmaktadır.
  • Divan’ın Yapısı: Divan’da bulunan nazım şekillerinin hemen hemen hepsi, dönemin divan şairlerinin eserlerinde yer alan örneklerle benzerlik gösterir.
  • Yenişehirli Avni Bey’in Divan’ı, döneminin son divan şairlerinden biri olarak kabul edilir ve eseri bu dönemin özelliklerini yansıtır.

Yenişehirli Avni Bey – Mir’ât-ı Cünûn

  • Mizah Üslubu: Mir’ât-ı Cünûn, Yenişehirli Avni Bey’in psikopat tipleri mizah üslubuyla anlattığı bir eseridir.
  • Karakter Betimlemeleri: Eserde, döneminin toplumunda rastlanan çeşitli psikopat karakterler betimlenmiştir.
  • Yayınlanma Tarihi: Çavuşoğlu tarafından 1965’te İstanbul’da Symposium dergisinin 1. sayısında yayımlanmıştır.
  • Diğer Eserleri: Yenişehirli Avni Bey’in Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk’ına nazîre olarak yazdığı Âteşgede ve Mes̱nevî tercümesi tamamlanmamıştır. Ayrıca, Âbnâme adlı yarı manzum dilekçesi de bulunmaktadır.
  • Divan’daki Yeri: Bu eserlerin tamamı, Veled Çelebi’nin tertip ettiği Divan’da yer almaktadır.
  • Kayıp Eserler: Avni Bey’in bazı terimleri açıkladığı sözlük ve Rumcadan tercüme ettiği İntak adlı romanı tespit edilememiştir.
  • Nihân-ı Kazâ: Yenişehirli Avni Bey’in hicivlerini topladığı Nihân-ı Kazâ adlı bir mecmua oluşturduğu bilinir. Ancak damadının ikazı üzerine bu eseri yaktığı rivayet edilir.
  • Mir’ât-ı Cünûn, Yenişehirli Avni Bey’in mizahî yönünü gösteren önemli bir eseridir ve dönemin toplumunun psikolojik portrelerini sunar.

Yenişehirli Avni Bey’in Şiirlerinde Tasavvuf

Yenişehirli Avni Bey’in şiirlerinde tasavvuf, önemli bir yer tutar ve onun eserlerinde belirgin bir şekilde görülür. Şairin tasavvufi düşünceleri ve temaları işleyişi şu şekildedir:

Avni Bey’in şiirlerinde tasavvuf düşüncesi öne çıkar ve özellikle vahdet-i vücûd (varlığın birliği) görüşü hâkimdir. Bu görüş, bütün varlıkların temelde tek bir varlık olduğunu ve her şeyin Allah’tan geldiğini savunur. Avni Bey’in Nazif Dede ile tanışıp ona damat olmadan önce Mevlevî tarikatına intisap etmiş olması muhtemeldir. Mevlevîlik, şairin tasavvufi düşüncelerinin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır.

Avni Bey, tasavvufi şiir geleneğine bağlı olarak eserlerinde aşk, muhabbet, fani dünya ve ahiret, marifet, ilahi aşk gibi temaları işler. Şairin yakından tanıyanlar, Mesnevi ve Divan-ı Kebir’i elinden düşürmediğini kaydederler. Bu eserlerin etkisiyle, Avni Bey’in şiirlerinde tasavvufi hikmetler, öğütler ve anlatımlar sıkça rastlanır.

Avni Bey’in şiirlerinde tasavvufi deyimler ve kavramlar, diğer şairlerde görülen kuru bilgi gösterisinden ziyade, şiirin iç ve dış ahengini sağlayan estetik unsurlar halindedir. Kayınpederi müfrit bir Bâtınî-Alevî olduğu için, belki onun tesiriyle, Avni Bey’in bazı şiirlerinde Ehl-i beyt sevgisinin de ötesinde Alevîlik neşvesi görülür.

Avni Bey’in şiirlerinde her haliyle bir peygamber âşığı olduğu muhakkaktır. Hz. Muhammed’e olan sevgi ve bağlılığı, şiirlerinde önemli bir tema olarak işlenir. Yenişehirli Avni Bey’in şiirlerinde tasavvuf, eserlerinin temel taşlarından biridir. Tasavvufi düşünceler ve temalar, onun şiirlerinde derin bir anlayışla işlenir ve estetik bir değerle sunulur. Bu özellikler, Avni Bey’in Divan şiirinde önemli bir yeri olmasını sağlar.

Yenişehirli Avni Bey’in Şiirlerinde Mevlana Etkisi

  • Mevlevî Tarikatı: Avni Bey’in Mevlevî tarikatına intisap etmiş olması muhtemeldir. Bu bağlamda, Mevlana’nın düşünceleri ve tarikatının öğretileri, Avni Bey’in şiirlerinde önemli bir etki unsuru olmuştur.
  • Mesnevi ve Divan-ı Kebir Etkisi: Avni Bey, Mevlana’nın Mesnevi ve Divan-ı Kebir eserlerini yakından incelemiş ve bu eserlerin etkisiyle kendi şiirlerinde tasavvufi hikmetler, öğütler ve anlatımlar kullanmıştır. Şairin yakından tanıyanlar, Mesnevi ve Divan-ı Kebir’i elinden düşürmediğini kaydederler.
  • Vahdet-i Vücûd Görüşü: Avni Bey’in şiirlerinde hâkim olan vahdet-i vücûd (varlığın birliği) görüşü, Mevlana’nın düşünceleriyle paraleldir. Bu görüş, bütün varlıkların temelde tek bir varlık olduğunu ve her şeyin Allah’tan geldiğini savunur.
  • Aşk ve İlahi Aşk: Mevlana’nın en önemli temalarından biri olan aşk ve ilahi aşk, Avni Bey’in şiirlerinde de sıkça işlenen konulardandır. Şair, Mevlana’nın aşk anlayışını benimseyerek kendi eserlerinde bu temayı kullanmıştır.
  • İnsanın İç Dünyası ve Maneviyat: Avni Bey, Mevlana’nın insanın iç dünyasına ve maneviyatına yönelik düşüncelerini kendi şiirlerine yansıtmıştır. Bu sayede, şiirlerinde insanın içsel deneyimleri ve manevi yolculuğu önemli bir yer tutar.
  • Muhammed ve Ehl-i Beyt Sevgisi: Mevlana, Hz. Muhammed ve Ehl-i Beyt’e olan sevgi ve bağlılığı sıkça dile getirir. Avni Bey de bu geleneği devam ettirerek, kendi şiirlerinde Hz. Muhammed ve Ehl-i Beyt’e olan sevgisini ve saygısını ifade etmiştir.

Yenişehirli Avni Bey’in Edebi Kişiliği

  • Yenişehirli Avni Bey, 19. yüzyıl Osmanlı edebiyatının önemli şairlerinden biridir. Edebi kişiliği, birçok yönüyle dikkat çekicidir.
  • Avni Bey, Arapça, Farsça, Rumca ve biraz da Fransızca bilmekteydi. Fars dili ve edebiyatına derin bir vukufiyeti vardı. Bu dillerdeki şiirler ve düşünceler, onun eserlerine önemli ölçüde etki etmiştir.
  • Avni Bey, orijinal bir şair olarak kabul edilir. Şiirlerinde kendi üslubunu ve anlatımını başarıyla kullanarak, birçok dönemin şairinden ayrılan bir yön sergiler. Doğuştan şair olduğu söylenir.
  • Avni Bey’in şiirlerinde tasavvuf düşüncesi ve özellikle vahdet-i vücûd görüşü hâkimdir. Bu durum, şairin edebi kişiliğinin önemli bir parçasıdır ve onun eserlerinde derin fikirler, hikmetler ve öğütler bulunmasını sağlar.
  • Şairin eserlerinde Mevlana ve Mevlevî tarikatının etkisi belirgindir. Bu etki, Avni Bey’in tasavvufi düşünceye ve maneviyata olan ilgisini gösterir.
  • Avni Bey’in Divan’ında, bir divanda bulunması mütat olan nazım şekillerinin hemen hemen hepsi vardır. Kasidelerde Nef’i’nin yolundan gitmiştir. Gazellerinde ise Galib, Nâbî ve Fuzûlî gibi önemli şairlerin etkisi görülür.
  • Sanatçı, şiirlerinde farklı temaları ve konuları başarıyla işlemiştir. Aşk, ayrılık, özlem, doğa, insanın iç dünyası, maneviyat, tasavvuf, vahdet-i vücûd ve peygamber sevgisi gibi konular, onun eserlerinin temel taşlarıdır.
  • Yenişehirli Avni Bey’in edebi kişiliği, döneminin ve Osmanlı edebiyatının önemli şairlerinden biri olarak kabul edilmesini sağlayan zengin ve çeşitli özelliklerle doludur. Bu özellikler, onun eserlerinin değerini ve etkisini artırır.